“Daisy’ sözcüğü İngilizcede ‘papatya’ anlamına gelir. En az çiçek kadar bu kelimenin kökeni de güzeldir. ‘Gün’ anlamındaki ‘day’ sözüyle, ‘göz’ anlamındaki ‘eye’ kelimesi birleşiyor ve ortaya ‘day’s eye’ kelimesi çıkıyor (zamanla da ‘daisy’ hâline bürünmüş), yani ‘günün gözü’.
Şafakta kapanıp, gece açıldığı için ‘papatya’ya bu adı vermişler.
Küçük mavi bir çiçek olan ve dilimizde ‘unutma beni çiçeği’ şekliyle anılan çiçeğin, diğer birçok dilde de adlandırılışı aynıdır. (‘Forget-me-not’ (İng.), ‘vergiss-mein-nicht’ (Alm.).
Bu güzelim çiçeğin bu adı alışıyla ilgili birden çok efsane de vardır. Bu efsanelerin içerisinde en acıklısı bir Alman efsanesidir. Bu efsaneye göre; Tuna Nehri kıyısında yürüyüşe çıkmış bir şövalye ve sevgilisi, nehir kenarında sulara kapılıp gitmek üzere olan bir mavi çiçek görürler. Sevgilisinin çiçeği arzu etmesi üzerine, çiçeği almaya çalışan fakat bu sırada nehrin sularına kapılan şövalye, son bir hamleyle çiçeği sevgilisine doğru atar ve ‘vergiss-mein-nicht!’ yani ‘unutma beni!’ diye haykırır.”
Bu gün günlerden Vasili. .
SPOILER #
Bir Antony BEEVOR ve Lyuba Vinogradova ortak çalışması "Savaşta bir yazar " nerdeyse GROSSMAN 'ın biyografisi niteliğindedir ..her ne kadar 1941 _1945 tarihleri verilse de Grossman 'ı tanımak adına yazılmış en "şık" kitaptır ..
BEEVOR bizde malesef yayınlanmamış özellikle ıkinci dünya
"Tuna'nın Türküsü"
Tuna'nın Türküsü; özlemin, hasretin, gurbetin, vuslatın, vatanın türküsü...
Ne de hüzünlü bir türküdür bu.
İlk başta kitabı okurken ortaokul yıllarıma gittiğimi belirtmek istiyorum. O zamanlar tarihi kitapları okumayı çok seviyordum. Tarihi derken düz tarih değil de kurguyla beraber harmanlanmış kitaplar daha bir
Efsane Ortaçağ’da geçer. Efsaneye göre bir şövalye ve sevgilisi Tuna Nehri kıyısında yürüyüşe çıkarlar. Tam bu sırada nehrin üzerinde akıp gitmekte olan mavi bir çiçek görürler. Şövalyenin sevgilisi bu çiçeği çok beğenir bunun ardından şövalye, sevgilisi için bu çiçeği nehirden almak ister. Ancak almaya çalışırken nehre düşer. Akıntıya kapılan şövalye çiçeği sevgilisine doğru atar ve ardından “Unutma Beni” diye bağırır. O günden sonra unutmabeni çiçeği olarak anılır.
Tuna Nehri akmam diyor
Etrafımı yıkmam diyor
Şanı büyük Osman Paşa
Plevne' den çıkmam diyor
Kitabı gördüğümde herkes gibi benimde arka fonda bu çalıyor tabiki...
Kitap geçmişle şimdiki zaman arasında gidip geliyor. Böyle hikayeleri her zaman sürükleyici bulurum. Bu da kitabı elimden bırakmadan okumama vesile oldu
Genel de hikayenin kahramanı ve çevresinde meydana gelen hikayeler olur. Burada ise her karakterin farklı hikayesi var merak uyandıran ve her karakter aslında kendi hikayesinin kahramanı
Yani bu kitapta bir değil bir çok hikaye okuyacaksınız kalbinize dokunan
Yurtlarından sürülen vatanına, ailesine hasret kalan insanların öyküsü işlenmiş. Cengiz Dağcı rüzgarları esti buralarda aynı naif ve hüzünlü anlatım. Yazarın Cengiz Dağcı sevgisini de biliyoruz malum bilmiyorsanız da şu an öğrendiniz
Yurt dışında Türk olmak da işlenmiş ve Türk' ün Türk'ü görünce ki neşesi yardımları da
Sahi nasıl da sanki yıllarca tanışıyor gibi akraba gibi yardıma koşarız değil mi
Kimi yerde gülümsediğim kimi yerde gurur duyduğum ve çoğu yerde hüzünlü okuduğum kitap oldu
Kalbinize dokunacak bir kitap okumak istiyorum diyorsanız tavsiye ederim okuyun efenim
Naim Süleymanoğlu
21 Kasım 2017
Yılmaz Özdil
“Siz Türk değilsiniz” diyorlardı.
“Müslümanlığa geçmiş Bulgarsınız” diyorlardı.
Türk okullarını kapatmışlardı, Türkçe gazetelerin kapısına kilit vurmuşlardı, Türk motifli kıyafet giymek bile suçtu, sünnet yasaklanmıştı, sünnet edilen çocukların anneleri beş yıl hapis cezasına çarptırılıyordu,
Tuna'nın türküsü
Tuna'nın türküsünü herkes dinlemeli, sadece tam olarak neresi olduğunu bilmeyen -nedendir bilmem araştırma merakı bile olmayan- ama dedelerim oradan göçmüş diyenler değil. Bakın Tuna'nın, balkanların yeri ben de başkadır ki bence herkeste olmalı sadece tarih biliminin ve geçmiş yılların tozlu sayfalarında unutamayız Tuna'yı,
Distopya tarzı olan romanda trafik kazasında anne ve babasını kaybeden Tuna'nın mezarlıkta fenalaşmasıyla başlayan macerasını okuyoruz.
Kitapta hepimizi ilgilendiren konulara değinilmiş.Güçlü ve ilginç bir kurguyla birlikte, teknolojik gerilemenin topluma kazandırdıkları, topraktan çıkarılma, ölüm karşısındaki acizlik, insanın kaçamadığı ve yenemediği kendi doğası ve aşk konuları çok iyi harmanlanmış.
Kitap akıcı, yormayan bir dille yazılmış. Sonunu merak ederek sıkılmadan okuyabiliyorsunuz.
Yazarımız Mustafa Kızılkurt'u gayet başarılı bu ilk kitabı için tebrik eder, yeni kitaplarını da okumak ister, başarılar dilerim. Distopya tarzı kitapları seviyorsanız bu kitaba kesinlikle şans vermelisiniz.
Tersine DünyaMustafa Kızılkurt · Sapiens Yayınları · 0284 okunma