Sessiz kalırdım bazen
Her şeyi anlamıyormucasına
Hava, su ve güneş
Her zerresinde o sesi anımsarken.
Rüzgarlar fısıltıyordu kulağıma, üşüyeceksin.
Eve git.
Uğultusunda duyuyordum davudî tiz sesini.
Ve güneş gökyüzünü boyarken kızıla
Silüetini çıkardı ufukta!
Ama sarıydı teni sanki istemiyor gibi.
Hüzün kaplıyordu göğüs kafesimi
taki gece ay
Hamamın kubbeleri zemin ile aynı ve binası mahzen gibi yer altındaydı. Sebebini sordum: " Halep civarında orman mefkûd (yok) ve hatab (odun) kıttadır. Memleketin sürpüntülerini toplayıp külhanlarda yakarak hamamları onunla ısıtırlar. Tabii böyle çerçöp ile matlûb (istenilen) derecede hararet hasıl olmadığı için hamamların binasını yer altında yapmaya mecburiyet görünmüş. " cevabını verdiler.