Eski Kur'an tefsir ve tercümelerinin hep Türkçe kelime ve istilâhlarla yapılabilmesi Gök-Türkler'den beri ve hususiyle Uygurlar devrinde kültür ve yazı dilinin kazandığı zenginliği ve medeniyet seviyesini göstermektedir.
Sayfa 169
Karahanlılar devletinin kuruluşu Türk tarihinin en mühim hâdiselerinden biridir. Çünkü bununla Türkler bu medeniyet dairesinden başka bir medeniyet dairesine giriyorlardı. Yani uzak doğu medeniyetini bırakıp yakın doğu veya İslâm medeniyeti çerçevesine sokuluyorlardı.
Reklam
Bu bolümün başında ifade edildiği gibi modernite Osmanlı'da Batilılaşmayla bırlıkte gerçekleştirilen ıslah hareketleriyle, özellikle askeriye ve bürokraside değiştirilen kıyafetler; kadınlara da yansımış, onlar da teberrücvari birtakım dış kıyafetler edınmışlerdi. Ancak bu durum, Cumhuriyet'le beraber yeni bır hal aldı. Çünkü modern olmak için eskinin tamamen terk edilmesi gerekiyordu. Bunun için 'şapka ve kıyafet devrimi'yapıldı. Sadı Irmak, bunu şu şekilde naklediyor: Atatürk 24 Agustos 1925'te Kastamonu'da şapka giymiştir. Laik Türkiye için şapkanın sembolik bir anlamı vardır; o da daima yabancısı kalacağımızı sandığımız Batı âleminin bir sembolü sayıldığı için; ulemâmız tarafından en açık kâfirlik alameti olarak görülmüştü. Bizi Batı medeniyetinden ayıran bu zihniyeti yıkmak lazımdı. Onun için şapka giymek bizde Batı medeniyet ailesine girmenin bir sembolü halini aldı. Büyük bir tepki beklerken bir iki fanatik hariç buna karşı çıkan da olmadı. Bunun sebebi olarak halkımızın da sarık ve başörtüsünden memnun olmayışıyla alakalıdır. Zaten hiçbirisi bizim milletimizin mazisinden gelmemiştir. Şapka, 25 Ağustos 1925 tarihinde kanunlaştırılmıştır. Şap kayla beraber, medeni olmanın bir şartı olan beynelminel kıyafet giymek demek, Batılılar gibi giyinmek anlamına geliyordu.'” 155 Ali Fuat Cebesoy'a göre en koyu 'mürteci! yeri Kastamonu oldugu için şapka ve kıyafet devriminin ilanı özel seçilmiştir. Buradan bütün Türkiye'ye gözdağı verilmek istenmiştir. 156 Irmak, Atatürk Devrimleri Tarihi,s.w24 Ali Fuad Cebesoy, Bilinmeyen Hatiralar,Temel yay.İstanbul 2001,S.382
Bir taraftan Tsin Türkleri, Çin kıtasının bütün aşiretlerini, kavimlerini, krallıklarını da toplayarak, hepsinden büyük bir Çin imparatorluğu vücuda getirirken, diğer taraftan Hiyung-Nular (Hunlar), bütün hakanlıkları, bütün sülaleleri, bütün illeri, bütün boyları birleştirerek hepsinden bir Türk ilhanlığı vücuda getirdiler. Tsin Türkleri yalnız kendi menfaatlerini düşünerek Çin ülkesi ile o zamanki Türk ülkesi arasında bir set vücuda getirdiler. Bundan başka Türklerin en milli devleti olan Hiyung-nu hükümetini eski vatanı olan Ortos=Ordu ülkesinden çıkarıp kovdular. Milattan Önce 209 senesinde Hiyung-nulara hükümdar olan Mete, milletini tekrar eski vatanları olan Ortos ülkesine götürdü. Mete, iki kere Çin imparatorluğu kendisine yönelmişken kabul etmedi. Fakat Mete, bu feragatine mukabil Türk ırkından olan ne kadar boylar, iller, hakanlıklar varsa birleştirerek bir ilhanlık vücuda getirdi. Mete'nin ülküsü bütün Türkleri birleştirmekti.
Biyoloji bakımından hayat, bir savaştır. Tarih de hayatın milletler arasındaki çarpışmadan ibaret olduğunu ve medeniyetin ilerlemesine de savaşların sebep olduğunu ve medeniyetin ilerlemesine de savaşların sebep olduğunu katî olarak ispat ediyor. O halde yaşamak isteyen millet döğüşmeyi göze alacak demektir. Bizim milletimiz döğüşçülük bakımından talihin iyiliğine uğramış bir millettir. 25 asırlık tarihî hayatımızın başlangıcından bugüne kadar tarihimiz iki büyük savaşla geçmektedir: Biri milletlere karşı savaş, biri de tabiata karşı savaş.
Sayfa 141 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Bilhassa Türk milliyetçiliği çok garip, çok tâlihsiz bir silahtır. Çünkü tarihi boyunca bu millet Türk olmadan evvel Müslüman'dı. Müslüman'dı ve Osmanlı'ydı. İslâmiyet milleti idi âdeta. Bütün inananlar kardeşti, yani milletti. Bugüne kadar yapılan tariflerin en güzeli: aynı değerlere inanan, aynı değerler için seferber İslâm milleti. Bunun içinde zümreler olabilir. 600 sene bu millet kendini yeryüzünde Tanrı'nın mümtaz kulu olarak görmüş, Batı'ya minârelerden bakmıştır. Sonra bu değerler manzumesi bir anda silinmiş, sen Hititsin, sen Sümersin denmiştir. Oysa bu kadar eski bir medeniyet sıcaklığı yoktur. Bir heyecan vermiyordu.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.