Buradan bine yakın Türk göç etti. Ama gidenler den sadece bir kişi Osmanlı'ydı." Bunun üzerine, hem bin kişin Türk olduğunu, hem de bunlardan sadece birine Osmanlı demensinin ne anlama geldiğini sordum. Yaşlı Bulgar: "Osmanlı demek, bigili, görgülü, efendi, adap-erkan bilen insan demektir" deyince ne demek istediğini anladım.
Elimizde maddi imkânlar yoktu. Çıkartacağımız bir gazetenin veya derginin en azından haftalık olması lazım. Bayrak diye bir dergi vardı. Sahibi, Hami Kartay. Kendisi ayrıca Ayyıldız Matbaası'nın da sahibi idi. Dergi, milliyetçi bir havada çıkıyor ama makas usulü. Yani muhtelif yerlerde yayınlanmış yazıları makaslayarak yeniden yayınlıyorlar.
Reklam
İKTİSAT-KÖYCÜLÜK / MEMLEKETÇİLİK-SOSYAL ADALET Atsız Türk düşünce hayatına 15 Mayıs 1931 tarihinde çıkmaya başlayan Atsız Mecmua ile girer. Bu dergide çıkan Boz Kurt imzalı ilk yazılarında Anadolu'ya, "memleket"e, köye ve köylüye ağırlık verdiği görülür. "Bir kuş bakışı" başlıklı ilk yazıda bulunan şu cümleler dikkat
Dünyayı ve yurdumuzu güvenilir bir yer olarak bilmeye ihtiyacımız var. Ekonomik buhranla birlikte, bir kütle halinde, kendi yurdumuzda ezilmenin ne demek olduğunu hissetmeye başladık. Bunu bizden evvel hissedenler vardı belki, ama onlar da sürüden ayrılanlardı. Biz sürüyle birlikte hareket etmenin rahatlatıcı güvenliğinden uyuyakalmışken, ceberrut bir fırtına bizi uykudan uyandırdı: Bugün dünden daha farklı; sen, bugün dünden daha fakirsin ey Türk, uyan!
ATSIZ'DA AHLAK AHLAKÇILIK: Atsız'ın önem verdiği konulardan biri de ahlaktır. O, ahlaklı olmayı Türkçülüğün şartlarından biri kabul eder. Atsız'ın ahlakla ilgili ilk yazısı Atsız Mecmua'nın 15 Haziran 1932 tarihli 14. sayısında çıkar: "Millî Seciye Buhranı". Yazının konusu, Türk toplumunda "müşterek ve mazbut
DİN-YOBAZLIK: Atsız ilk olarak 1932 yılında, "Aynı tarihî yanlışlığa düşüyoruz” başlıklı yazıda din konusuna temas eder. Konuya bir tespit ve bir soruyla girer: "Bugün din hayatta birinci safta bir rol oynamıyor. Devlet dini bit kenara atmıştır. Fakat din, halk yığınları üzerindeki büyük nüfuzunu yapmakta devam ediyor. Ve Bolşevik Rusya
Reklam
ATSIZ'DA DİL VE EDEBİYAT Dil: Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu olan ve bitirme tezini, Osmanlı döneminde sade Türkçe akımının öncülerinden Edirneli Nazmi'nin Dîvân-ı Türkî-i Basît'i üzerinde yapan Atsız'ın dil konusundan uzak kalmayacağı ve bu konuya sık sık temas edeceği açıktır. Onun, Türkçe konusundaki düşüncelerine
NEDEN YAZIYORUM Mensur koşuk olarak kaleme aldığım eserlerimi paylaştığım bir site neden yazdığım ile ilgili bir yazı talep etti. Çok ilginç cümleler kurmuşum. Paylaşmak istedim. Hayatta nefes almak kadar önemlidir yazmak.. Yazmakta ki tek amacım yaşadığım toplumun ve insanlığın kulağına aydınlığı fısıldayan metinler bırakmaktır. Yazın
Bilir misiniz, canını birine emanet etmek ne demek? Karanlık gecelerde birbirimizin ışığı olduk. Kahpe kurşunlara sevgimizi siper ettik. Yüreklerimiz birleşti, birimiz hepimiz, hepimiz birimiz olduk.
Sayfa 177Kitabı okudu
Biz komünistliği, kozmopolitliği, masonluğu, vatansızlığı hatırlatan beynelmilel sözünden tiksiniyoruz. Dünyada yabancı dilden söz almamış hiçbir dil yoktur demek kuvvetli bir itiraz değildir. Böyle hiçbir dil olmadığı halde Türkçenin böyle olması fena mıdır?" "Bu iş başarılamaz diyen bedbinler var... Ne çıkar? Biz yüzde yüz yapmak için çalışırız. Yüzde yetmiş muvaffak olursak kayıp mı ederiz?" Yazı, Türk gencine hitap eden bir paragrafla sona eriyor: "Türk genci! Bu işte senin vazifen yazı ve konuşma dilinde yapabildiğin kadar az yabancı söz kullanmak, sana gösterilecek yeni Türkçe sözleri ezberliyerek benimsemek ve bu işin büyük ülküden bir parça olduğunu daima hatırlamaktır." (s. 25-26).
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.