Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Din meselesinin özüne dair…
Bir; Pagan Dinler. İki; Kitaplı, Peygamberli ya da Suni Dinler. Yani bir peygamber tarafından oluşturulan dinler. Pagan Dinler, yani çoktanrılı dinler, doğal dinlerdir. Tüm toplumun kolektif düşüncesi ve bilinciyle oluşturulur Pagan Dinler. Ama Kitaplı Dinler, bu işi tek başına Tanrı’dan, Allah’tan, Yahve’den mesaj aldığını, vahiy aldığını iddia
Varlığı yüzlerce yıla dayanan bir devlet kısa sürede yanlış uygulamalarla usulüne göre işlemez hale gelmiştir. Bilindiği üzere Amiral Souchon komutasında, Karadeniz’e çıkmışlar ve bazı Rus limanlarını bombalamışlardır. Bu gelişme üzerine Rus ordusu doğudan Osmanlı sınırlarına girmiş, Osmanlı İmparatorluğu Birinci Dünya Savaşı’nın fiili tarafı olmuştur.
Reklam
Kurtuluş Savaşı yıllarında Pontusçu faaliyetlere karşı TBMM Hükümeti de önlemleri artırmıştır. Bu yıllarda Rum çetecilerin sayısı 25 bine ulaşmıştır. Pontusçu çetelerin özellikle Doğu Karadeniz Bölgesi'ndeki gasp, yaralama, yakma, kadın ve kızların ırzına geçme ve öldürme gibi eylemleri üzerine TBMM, çeteciler ile mücadelede Merkez Ordusu'nu görevlendirmiştir. Merkez Ordusu, iki yıla yakın bir süre Rum çeteleri ile mücadele etmiş ve nihayet 1923 yılı Şubat ayında isyan tümüyle bastırılmıştır. İstiklal Harbi'nin kazanılmasından sonra toplanan Lozan Barış Konferansı'nda Anadolu'da bulunan Rumların ve Yunanistan'da bulunan Türk ahalinin yer değiştirmesiyle ilgili olarak bir sözleşme yapılmıştır. Sözleşmeden önce, Büyük Taarruz günle- rinden itibaren Trabzon limanından çok sayıda Rum vatandaşın ülkeyi terk ettiği de bilinmektedir. 30 Ocak 1923'te Türk-Yunan hükümetleri arasında yapılan Nüfus Mübadele Sözleşmesi'nden sonra Türk Hükümeti için Pontusçuluk tarihe karışmıştır.
Sayfa 2 - ATARÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ BAŞKANLIĞI YAYINLARIKitabı okuyor
–Nihayet 1980'de Türk ordusu iktidara el koydu. Her şey düzene girdi. İki cephenin militanları tutuklandı. Ama Bozkurtlar serbest bırakıldı, çünkü onlar devleti yıkmak için değil kurtarmak için mücadele etmişlerdi.
Sayfa 197Kitabı okudu
Mesela ordumuz; Türk ordusu bugün çok önemli bir müessesedir. Her şeyden önce dünyadaki sayılı ordulardan biri olmasıyla dikkatleri üzerine çekiyor. Bunu zayıflatan insanları baş tacı edemeyiz.
Sayfa 113Kitabı okudu
olur mu ya, yunanlar ermeniler rumlar bir şey yapar mı? masumdur onlar
Tahkik Heyeti Raporu'ndan birkaç madde: 1- "Mütarekeyi müteakip Aydın Hıristiyanlarının emniyeti tehlikede değildi. Savaş sırasında bu vilayetin Rumları göç ettirildi ise de Nurettin Paşa'dan sonra İzmir valiliğine tayin edilen İzzet Bey bütün ahaliyi, cins ve mezhep farkına bakmaksızın iyi idare etmekte idi. Birkaç eşkıya
Sayfa 178Kitabı okudu
Reklam
Türkiye'nin Tehdit Edilmesi
1770'te Rusların İsmail Kalesi ve Çeşme'de güçlü zaferler kazanmaları üzerine Şark Meselesi açılmıştı. Fakat Türkler için asıl tehlike, Avusturyalılar'dan gelecek zannedilmişti . Avusturya hükümeti, Türklerden yalnız Macaristan'ı almakla yetinmemiş, fütuhatını Belgrad'a kadar ilerletmişti. 1718'de Eflak'taki Ulahlar, Bosna ve Sırbistan'ın bütün Sırpları Avusturya idaresine geçmişti. Artık aşağı Tuna yolları, Selanik kapısı açılmıştı. Fakat Habsburg hanedanı bunları korumanın yolunu bilememişti . Bu durumdan en çok Rusya istifade etmişti. 1768'de ufak bir hudut hadisesi Osmanlı Devleti-Rusya Harbi'ne sebebiyet vermiş, Rusların muzafferiyeti ilk defa olmak üzere Türklerin mevcudiyetini tehlikeye düşürmüştü. Rus ordusu Tuna'daki Romen eyaletleri işgal ediyordu. Rus donanması Çeşme Limanı'nda Türk donanmasını yakacak, daha sonra, İstanbul'u almaktan başka bir şey kalmayacaktı (1770). Rusların aşağı Tuna'da bulunmaları ve İstanbul'un Rus hakimiyetine maruz kalma tehlikesi Avusturya'yı endişelendirecek bir vaziyetti . Bunun üzerine Maria Theresia derhal Rusya'ya karşı Türklerle uyuşmuş, Ruslara Kaynarca Muahedesi'ni akdettirmişti. Artık Rusya'nın fütuhatından eser kalmamıştı...
Macar-Leh ordusu Tuna'yı geçerek tekrar Edirne üzerine yürümeye başladı. Varna'da Osmanlı zaferi ( 10 Ekim 1444) kadar şümullü neticeler doğurmuş savaş azdır.
Sayfa 24 - Kronik YayıneviKitabı okudu
Allah'a şükür Türk ordusu bizi bu zulümden kurtardı
Saat 07.00'ydi. Gökyüzü 1.081 paraşütle doldu. Kıbrıs toprağına rahmet gibi yağıyorlardı. Kıbrıslı Türklerin kimi sevinçten ağlıyor, kimi şükür secdesine kapanıyor, kimi avaz avaz bağırıyordu. Denktaş'ın gözyaşları ip gibi yüzüne akıyordu. Acı, zulüm, ölüm, horlanma, eziyet, baskı ile dolu karanlık, kanlı yıllar sona ermişti..
Sayfa 339Kitabı okudu
Herkesin aklına gelen aynı soru!
Daha ilk derste belli oldu ki bölükte, hangi dinden olduğumuzu bile doğru dürüst bilen bir kişi yok. Bir gün askerlere sordum: -"Bizim dinimiz nedir?" Hepsinin bir ağızdan, "Elhamdü-l-illâh Müslümanız" diye cevap vereceklerini sanıyordum. Fakat öyle olmadı, cevaplar karıştı. Kimisi "İmamı âzam dinindeniz", kimisi
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.