Selâhaddîn Eyyübî'nin yükselişi sırasında Avrupa'ya, Orta Asya'dan gelen bir topluluğun başındaki Prester John adında güçlü bir Hıristiyan kralın Batı Asya'yı istila ettiği ve Müslüman ordularına öldürücü bir darbe vurduğu şeklinde bir haber ulaştı. Papa III. Alexander bu papaz-kralla faydalı bir ittifak kurup onun, Asya'daki Hıristiyan hakimiyetini destekleyebileceği umuduna kapıldı. Bu sebeple Papa, Müslümanlara karşı yardımını temin üzere özel tabibi Philip'i bu gizemli hükümdara gönderdi. Seyyahımız Benjamin, Prester John'la ilgili konularda bilgi veren ortaçağın nadir müelliflerindendir. Bunlar Oğuzlar veya Küffaru't Türk adı verilen, Tataristan steplerinden akıp gelen vahşi, yassı burunlu Moğol kalabalıklarından başkaları değildir. Benjamin bunlar hakkında: "Küffaru't-Türk rüzgara tapan, kırlarda yaşayan, ekmek yemeyen ve şarap içmeyen, hayatlarını çiğ, pişmemiş et yiyerek devam ettiren bir halktır. Onların burunları yoktur. Burun yerine nefeslerini iki küçük delikten almaktadır. Temiz murdar ayırımı yapmadan her çeşit hayvan etini yerler."
Temür, Osmanlı ordusundaki Tatarları elde etmişti. Ülkeleri Osmanlı ülkesine eklenen Anadolu beğleri Temür ordusunda idiler. Bunlar Osmanlı ordusundaki erlerini Temür tarafına çekeceklerdi. Yıldırım'ırı oğulları da babalarından memnun değildiler. Temmuz sıcağında savaş başladığı zaman durum işte bu merkezde idi. Çağataylılar, oklarıyla
Reklam
Batı Türkleri devletinin, yani Türkiye'nin ilk padişahı olan Tuğrul Beğ (1049-1063) tarihin en büyük kahramanlarından ve kurucularından biridir. Eserle hüküm vermek doğru ise, işte onun eseri olan Türkiye hâlâ dimdik duruyor. Tuğrul Beğ 1043 te Rey şehrine geldi. Orada Selçük hanedanı beğlerinin her birine buyruklar vererek her birinin
Türk Çanları nedir? Okuyun bunu mutlaka.
Türklerin tehdidine karşı çalınan çanlar Almanlar tarafından “Türk çanları” olarak adlandırılmıştır. “Türk çanları” ilk kez Papa III. Calixt ( 1378-1458)[228] tarafından 29 Haziran 1456 yılında Mora’nın Türklerin eline geçmesi ve Avusturya’nın Türkler tarafından tehdit edilmesini hatırlamak amacıyla çalınır. Bunun için Papa tüm kiliselerde öğle saatlerinde bir veya birkaç kez çanların Türklere karşı çalınmasını talep eder. Bazı yörelerde bu uygulama daha önce başlatılmıştır. Örneğin 1399 yılında Wolfram von Prag adlı başpiskopos Türklerin Hristiyanları yenmesi ve bunun anımsanması dolayısıyla her Cuma günü saat 09:00’da (Hz. İsa’nın ölüm saatinde) çanların çalınmasını ve insanların bütün işlerini bir kenara bırakarak dua etmelerini emreder. Hem Protestan hem de Katolik kilisesi, düzenli olarak çalınan çanlar ve beraberinde edilen dualar sayesinde herkesin, her gün, bu tehdidi hatırlamasını sağlamaktaydılar. “Türk çanları” uzun dönemler boyunca insanların belleklerinde yer eder ve çanların çalınması Türk tehdidi ile ilişkilendirilir.
Sayfa 111Kitabı okudu
Korkmak için çok kötülük yaptınız Papa bey abi
Papa II. Pius (1405-1464) İstanbul’un fethiyle ilgili şu sözleri söyler: “Geçmişte biz (…) yabancı ülkelerde yenilgi alırdık. Şimdi ise bizi Avrupa’da, kendi vatanımızda, kendi evimizde vuruyorlar”. Papa’nın bu sözlerinden de anlaşıldığı gibi, asıl endişeye sebebiyet veren, Türklerin orta Avrupa’ya kadar ilerlemiş olmalarıdır. Bu genel Türk imgesi ezelî düşman esasına dayandırılmaktadır. “Ezelî düşman, yani doğuştan düşman olanı, düşman kabul etmek için herhangi bir düşmanca eyleme gerek duyulmaz. Birinin Türk olması Hristiyanların düşmanı olabilmesi için yeterlidir”
Fatih Sultan Mehmed'in Şahsiyeti
İstanbul fâtihi, sınırsız güç sahibi mutlak bir hükümdar olmanın yanı sıra, dünya hâkimiyeti fikrini de benimsemişti. Onun bu düşüncesinin kaynağı, Türk- Moğol hakanlık, İslâmî hilâfet ve Roma imparatorluk fikriydi. Fâtih Sultan Mehmed'in İtalyan nedimlerine Roma tarihleri okutarak bu geleneği kavramaya çalıştığı da bilinmektedir. Onun bu
Sayfa 222Kitabı okudu
Reklam
720 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.