Türker

“…Almanya’daki bütün o pislikler, insanlar orada ezelden beri korkuyla terbiye edildiği için ortaya çıkabildi. Çocuğun dünyaya gözlerini açtığı andan itibaren ana babasından korkması bekleniyor. Üstüne bir de saygı duyması isteniyor. Niçin? Ana babanı ya seversin ya da sevmezsin, seversen onlara onlara saygı da duyarsın zaten; eğer sevmezsen anan baban senin gösterdiğin saygıyı ne yapsın. Yani ilk önce baba çocuğun korkmasını ister. Sonra çocuk okulda öğretmeninden korkar, kilisede sevgili Tanrı’sından korkar, askerde üstünden, iş yerinde amirinden korkar, polisten korkar, hayattan korkar, ölümden korkar. Sonunda bir millet korkuyla o kadar köleleştirilir, o kadar sakatlanır ki, korku içinde hizmet edebileceği bir hükümeti başa getirir. Bu da yetmez, korku içinda yaşamaya meraklı olmayan milletlere tahammül edemediğinden onları da korkutmaya girişir. Önce Tanrı’yı büyük bir diktatör haline getirdiler ama artık ona da ihtiyaçları kalmadı, çünkü şimdi daha büyük bir diktatörleri var.”
Sayfa 81 - İş Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Dünyadaki bütün felaketlerin başı korkudur.
Sayfa 81 - İş Kültür YayınlarıKitabı okudu
İnsanın kadın yüzünden cennetten kovulduğuna bir kere inandın ya, tabiki cehennem olur kurduğun her dünya.
Sayfa 55 - Can YayınlarıKitabı okuyor

Reader Follow Recommendations

See All
Nasıl bir hayat düşlemiştin de bahçeli küçük evleri, mütevazı apartmanları, geniş ve rahat zamanları terk etmiş; içinde nefes alamadığın yüksek apartmanlara, ağaçsız sokaklara, ruhsuz mahallelere yerleştin? Nasıl bir hayat düşledin de kendine ait bir arabanın içinde tek başına her gün kilometrelerce yol kat ederek saatlerce işe gidip gelmeyi konfor sanmaya ikna oldun? Nasıl bir hayat düşlemiştin de aradıklarını mahalle bakkallarında bulamayıp dev marketlerin raflarında sabah akşam kaybolmuştun? Nasıl bir hayat düşlemiştin de zamanın az olduğuna ve acele etmenin gerekliliğine ve yetişemediğin birikmiş işlere ve streslere tutunmuştun. İsteklerini bir daha gözden geçir. Gündelik hayatın böylesine vahşileşmesini sen mi istemiştin? Yoksa bazı şeylere razı mı olmuştun? İsteklerinin hangisinin senin gerçek isteklerin, hangisinin başkalarının isteği olduğunu en son başka ne zaman düşünmüştün? Başkalarının istediği gibi değil kendi istediğin gibi yaşadığında başına ne gelir sanıyorsun?
Sayfa 49 - Can YayınlarıKitabı okuyor
İnsan en baştan beri cenneti de cehennemi de tarif edebilen ve cenneti olmayan bir sonraya erteleyip cehennemi bu dünyada bizzat yaratandır.
Sayfa 47 - Can YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Çıkmaza her girişinde “Benim gücüm neye yeter ki?” diyebilen insanlığın, ölmeden önce yüzleşmesi gereken ivedi gerçeklerinin en başında kendi zalim tahammülü var. Atalarının günahları en sonda.
Sayfa 46 - Can YayınlarıKitabı okuyor
Yuvarlak dünyayı, onun düz olduğuna inananların eline bırakırsan; onlar o varsaydıkları düzlükte seni de, demokrasiyi de, adaleti de, özgürlükleri de ezer geçer, her şeyi gerçekten dümdüz ederler.
Sayfa 35 - Can YayınlarıKitabı okuyor
“Yazmak bir ihtiyaçtı, zorunlu bir görevdi benim için. Uzun süredir bana işkence eden bu devi öldürmek istiyordum, çektiklerimi kağıda geçirmek istiyordum, …”
Sayfa 36 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Mahatma Gandhi
Düşüncelerinize dikkat edin, duygularınıza dönüşür. Duygularınıza dikkat edin, davranışlarınıza dönüşür. Davranışlarınıza dikkat edin, alışkanlıklarınıza dönüşür. Alışkanlıklarınıza dikkat edin, değerlerinize dönüşür. Değerlerinize dikkat edin, karakterinize dönüşür. Karakterinize dikkat edin, kaderinize dönüşür.
Sayfa 16 - Psikonet YayınlarıKitabı okuyor
“Oysa bir kırgınlığı açık etmek, her şeye rağmen barışma arzusundan başka nedir ki?”
Sayfa 213 - Hep KitapKitabı okudu
Reklam
“Galiba dürüstlük, ancak bize yöneltilmediğinde erdem sayabildiğimiz ürkütücü bir özellikti.”
Sayfa 121 - Hep KitapKitabı okudu
“…Aşkları, ayrılıkları affediyoruz da, sizden bir parça götüreni, hem de aldığı emanetin anlamını, kıymetini bilmeden götüreni bağışlayamıyoruz. …Beni aldattığı için değil, beni onsuz bıraktığı ama daha da önemlisi, giderken kıymetli bir şeyimi de yanında götürdüğünü anlamadığı, anladıysa bile dönüp arkasına bakmadığı için vazgeçtim.”
Sayfa 116 - Hep KitapKitabı okudu
“Kendimi sevebilmenin önüne dikenli tel niyetine çekilmiş duyguların alayından vazgeçtim.”
Sayfa 117 - Hep KitapKitabı okudu
“Demek ki birinde anlam bulmak için önce ona yaklaşmak gerekiyor. Yoksa insan yersiz önyargılara, yontulmamış ezberlere, çok bilmiş klişelere kurban gidiveriyor.”
Sayfa 153 - Hep KitapKitabı okudu
“Ne tuhaf, duygularımız elbiselerinden sıyrılıp soyunduğunda, kendilerinden çok düşmanlarına benziyor.”
Sayfa 14 - Hep KitapKitabı okudu
123 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.