"Avrupalıların gözünde Türk imgesini tamamen bozan, tüm erdemleri silip kötülükleri bırakan şey Konstantinopolis'in alınışıdır."
Sayfa 320 - Dergah YayınlarıKitabı okudu
Türkler, toplarının açtığı bir gedikten akın akın girdiler. Konstantinos elde kılıç savaşarak öldü. Fatih Sultan Mehmed at üstünde Ayasofya Kilisesi'ne girdi ve dua okuttu. Böylece ortaçağ son buluyor ve yeniçağ başlıyordu. Hıristiyan dünyayı bir heyecan dalgası sardı. Ne Haçlı Seferleri ne de Osmanlıların çöküşe geçtiği günlerdeki Yunan ve Ermeni katliamları bu kadar etkili olmuştu; Avrupalıların gözünde Türk imgesini tamamen bozan, tüm erdemleri silip sadece kötülükleri bırakan şey Konstantinapolis'in alınışıdır.
Sayfa 350Kitabı okudu
Reklam
Ancak Türklerin atalarının yaşadıkları mermer saraylar, yerlerini her ne kadar ahır benzeri toprak kulübelere bırakmışsa da Türklerin kendileri değişmemiş. Konukseverlik -Türklerin en büyük erdemleri- 1877'de de Fatih zamanındaki gibi yaygın bir özellik.
Sayfa 125 - İletişim Yayınları
KOSTANTİNİYE'NİN FETHİNİN AVRUPA'DAKİ ETKİSİ
Ne Haçlı Seferleri ne de Osmanlıların çöküşe geçtiği günlerdeki Yunan ve Ermeni kat- liamları bu kadar etkili olmuştu; Avrupalıların gözünde Türk imgesini tamamen bozan, tüm erdemleri silip sadece kötülükleri bıra- kan şey Konstantinopolis’in alınışıdır.
Sayfa 350 - KABALCIKitabı okudu
208 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 13 hours
Türk töresinin sözü dinlenir aksakallısı Korkut Ata'nın on iki hikayesinden oluşan kapsamlı bir eser. Hemen herkesin henüz ilkokuldayken tanıştığı bu klasik eserin tam metnini okuma fırsatını şimdi buldum. Sözde anlatı geleneğinin muhteşem yapıtlarındandı öyküler. Korkut Ata, kitapta tüm Oğuz beylerinin hürmet ettiği, sözünden çıkmadığı bir büyük kişidir. Hatta kimi öykülerde Dede Korkut, mistik güçlere sahip bir evliya gibi gösterilir. İslam'ın yeni kabul edildiği ve Oğuz geleneklerinin hala çok kuvvetli olduğu bir dönemde oluşturulmuş hikayeler. Büyüğe saygı, merhamet, misafirperverlik, cesaret, mertlik, alçak gönüllülük gibi Türk töresinin erdemleri hikayelerin başat konusuydu. Bu tam metni okuduğumda çok ilginç bir ayrıntıya tesadüf ettim. Basat'ın Tepegözü öldürdüğü bölüm ( bkz. 138. Sayfa) Homeros'un Odysseia'sında Truva Savaşı'ndan dönüşte yaptığı yolculukta Odysseus'un bir mağarada tek gözlü dev kiklopu öldürüşü birebir aynıdır. Milattan önce 6. yüzyılda yazılan bir eserden bin yılı aşkın bir süre sonra aynı sahne bir Oğuz söylencesinde ortaya çıkar. Söylencenin transfer yönünü de merak ettirdi bana bu sahne. Acaba Türklerin Anadolu'ya gelişi 1071'den daha önce mi oldu? Homeros'la yaşıt bir Türk göçü mümkün mü? Yahut da Yunan söyleyenceleri bugünkü Azerbaycan sınırlarına kadar ulaşmış mıdır? Çok keyif alarak okudum, tavsiye ederim
Dede Korkut Hikâyeleri
Dede Korkut HikâyeleriDede Korkut · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202010.3k okunma
Kritovulos, padişahın ilk başlarda Notaras'ı şehrin yöneticisi yapmayı planladığını belirtiyor. Notaras, şehrin önde gelenleri arasında en saygın ve sadık olanlarmdandır. Güçlü, zengin, siyasi erdemleri olan, verdiği sözü tutan, halkın saygı gösterdiği bir soyluydu. Padişah bu sebeplerle Notaras'ı şehir yönetiminin başına getirmeyi ve
24 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.