Hem ayrıldık hemi de öldük Kimimiz haritanın bir ucunda, kimimiz öbür Kimimizin gözlerinde jandarma mavisi Kimimizin bayrağı naftalin içinde Ah! İnanamadık bir türlü İnanamadık Gökyüzü acıyım demedi bize Kaç turna sürüsü süzülüp gitti Buğdaylar kaçıncı sarardı üstümüze Ah! Umutsuz türküler yaktık, ağladık Biz dayanamaz olduk gayri Di gel gayri zalım ürüzger Di gel....
Global makinenin şirret bir deveranı var; mintanınızın eteğini esirgerken, kol ağzını kaptırıyorsunuz; çekmeye başlıyor sizi, direnmeseniz alıp götürecek, kendiniz kalmanızı sağlayan ne varsa tüleyecek..
Sayfa 41
Reklam
Karşımızda, freni tutmaz hâle düşmüş, emniyetsiz bir toplum vardır; önden gideni kapar, arkada kalanı teper..
Sayfa 40
Ayrılık ne biliyor musun? Ne araya yolların girmesi, ne kapanan kapılar, ne yıldız kayması gecede, ne güz, ne ceplerde tren tarifesi, ne de turna katarı gökte… İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık.
Sayfa 110 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okuyor
Hatıralarımız ağır gelir ruhumuza yaprakların ağır geldiği gibi, can çekişen bir ağaca
"Hatıralarımız ağır gelir ruhumuza. Yaprakların ağır geldiği gibi,can çekişen bir ağaca."
Reklam
Turna bütün halk şiirlerinde vardır: Hasretliktir, gurbetliktir. Romantik kuştur, vesselam!
Sayfa 48
Göz işte. Alın çizgin ne renkse o da o renk. Sesin ne renkse, avuçlarındaki boşluk ne renkse. Pencerendeki arzu, eşiğindeki gerçek, uykundaki çocuk ne renkse, gözlerin de bütün bunların rengine boyanıyor. Bir gün toprak yeşili, bir gün turna yeşili, bir gün sararan otlar yeşili, bir gün yeşeren otlar yeşili. Bana öyle geliyor ki biz bütün rengimizi sevgiden ve sevgisizlikten alıyoruz. Kalp mi, gönül mü, bazen şaşırıp kalıyorum bu hâzineye isim vermekte...
Allı bir turna olsam O mağrur gözlerinde Vursa bir avcı bir akşam vakti En uçamadığım yerimden beni...
Ayrılık nedir biliyor musun ? Ne araya yolların girmesi ne kapanan kapılar ,ne yıldız kayması gecede ,ne güz ,ne çöplerden tren tarifesi , ne de turna katarı gökte ..İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık.
Reklam
Renkli kağıtlardan çıkıveren turnalar Uça uça gelir Konarlar evimize
… Çocuklar çoktan birer rüyasız uyku Sığırcıklar puhu kuşlarına bıraktı yerini İnce çılgalardan gidenler hâlâ uzaklık hevesi Ey çocukluğun sonsuz baş dönmesi Bir turna türküsüyle yazdım bu şiiri …
Taze bahar soğuğunda Mabet önünde Bir turna düşledim.
Nasıl tarif etsem ayrılığı? Her şeye, her yere sinmiş ayrılığı...Bir tren düdüğü, bir vapur çığlığı, kahve fincanındaki telve, bir atlas yelken, turna katarı, kıvrım kıvrım yollar, ay ışığı...Durup dururken söylenmemiş bu mısralar: "AY IŞIĞI PENCEREDEN GİRENDE, SENDEN YANA HAYAL KURMAK NE GÜZEL..."
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.