Ölmek insanın canını yakar mıydı ? Yoksa uykuya dalmaya mı benziyordu ?
Keşke ölüm düşüncesini tamamen kafamdan atabilsem, diye düşündü. Ancak bunun, yağmurun yağmasını engellemeye çalışmaktan farkı yoktu.
Reklam
TURNA TÜRKÜSÜ Bozkır. Yelkovan otları. Gökyüzü masalı.  Irmakla birlikte bulutlara akan kavaklar  Boşluğun alın yazısı bir çift tekerlek izi  Güneşte bembeyaz kesilmiş mısır tarlaları  Rüzgâr değil, otların yedi renkli soluğu  Ayrılıktan yapılmış bir turna katarı  Toprağın buğusu tanrıya değdi değecek.  Sığırcık kuşlarından bir serinlik
İnce çılgalardan gidenler hâlâ uzaklık hevesi  Ey çocukluğun sonsuz baş dönmesi  Bir turna türküsüyle yazdım bu şiiri  Sevgilim Hangi acıyla yaprak dökersek dökelim  İnsan kendini seveceği bir dünya buluyor...
Duymasına duymadım, Tanrı korudu beni. Başkaları söylediler. Hem aklın almayacağı bir şey değil bu. Şeytan isterse taşın içinde bile ıslık çalar. Köylülerin toprak köleliği kaldırılmadan önce üç gün üç gece kayalar uğuldamıştı. Kendi kulaklarımla işittim. Turna balığının kahkaha atmasına gelince, Jmenya balık yerine şeytanı yakalamıştı da ondan...
Ayrılık ne biliyor musun? Ne araya yolların girmesi, ne kapanan kapılar, ne yıldız kayması gecede, ne güz, ne ceplerde tren tarifesi, ne de Turna katarı gökte... İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık.
Sayfa 110Kitabı okudu
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.