E.S. ŞAHİN

E.S. ŞAHİN
@turquoisse
Turquoise perspektifin güncesi
Sandığın kadar değil...
Yaptığımız şeyler, sandığımız kadar önemli değildir; başarı ya da başa rısızlıklarımız da sandığımız kadar önem taşımazlar. Büyük üzüntüler bile unutulabilir; mutluluğa yaşam boyunca son verecek gibi görünen felaketler bile zamanla kabuk bağlar ve acıları hemen hemen duyulmayacak derecede azalır. Üstelik bütün bu kişisel düşüncelerin üstünde ve ötesinde bir gerçek var ki, hiç kimse dünyanın çok büyük bir parçası değildir. Düşüncelerini ve umutlarını benliğinin üstünde bir şeye yö neltebilen birisi, dünyanın sıradan dertlerinde, tam anlamıyla bencil birisi için olası olmayan bir huzur bulabilir.
Reklam
Can Sıkıntısı
Modern sehir halkının çektiği can sıkıntısı, doğadan uzak kalışından kaynaklanır. Bu sıkıntı, yaşamı çöl yolculuğu gibi sıcak, tozlu ve susuz yapar. Diledikleri yaşam biçimini secebilecek kadar varlıklı olanlar arasında rastlanan can sıkıntisi her ne kadar ikilem gibi görünürse de, aslında can sikintis na düşme korkusundan kaynaklanır. Bunlar, verimli bir can sıkıntısından kaçayım derken çok daha kötüsüne tutulurlar. Mutlu bir yaşam, sakin bir yaşamla mümkün olur, çünkü ger çek hoşnutluk, ancak sakin bir ortamda yeşerebilir.
Düşünmek cesaret ister
Sınırların ötesine korkusuzca adım atmak cesaret ister, ama atılan her adım aynı zamanda felsefeye giriştir. Adımlar sayesinde bize yıllardır güven telkin eden geleneklerin zincirlerinden kurtulur ve yeni düşünsel dünyaları keşfederiz. Bizi özgür kılan ilk düşünsel adım sınırlarda yaptığımız keşifler sayesinde olur. Sınırın keşfi yeni bir bilgi edinmektir, yeni bir tez düşünmek yeni bir ilke oluşturmak ve bir bakıma düşünsel anlamda özgürleşmektir.
Sayfa 219Kitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
Bağımsız olamayan beyin
Müslüman, Hristiyan veya Musevi bir çevrede doğup büyümüşsek genelde onlar gibi yaşar ve onlar gibi düşünürüz. Siyasi bir çevrede doğup büyümüşsek yine o çevre gibi yaşar ve o çevre gibi düşünürüz. Belirli bir sınıfın (aristokrat, burjuva, emekçi, köle) bağrına doğmuşsak genelde o sınıfın mensupları gibi yaşar ve düşünürüz. Demek ki beynimiz kendi başına ve kimliğimizden bağımsız düşünceler oluşturmamaktadır hatta şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki beynimizin ürettiği tasavvurlar planlar düşünceler ve anlamlandırdığı kavramlar içinde yaşadığımız çevre sosyalleşmemizin yoğunluğuna ve kimliğimizi belirleyen toplumsal pratiğimize bağlı olarak üretilmektedir.
Sayfa 217Kitabı okudu
Yapayalnızım ama bir kente yürüyen ordu gibiyim
Reklam
Reklam