Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kimlerin ölüsü? Yakınlarımın, sevdiklerimin mi? Yabancıların mı? Bilmiyorum. Belki hepsi. Belki kendimi bile gömdüm. Ama bir çocuk ölüsü, ilk kez görüyordum. Tutamadım kendimi. Yol boyunca gözpınarlarımda birikmiş olan yaşlar birden boşandı. Bir çocuk ölüsü önünde, daha soğumamış, soğumasını yavaş yavaş avuçlarımda duyduğum bir çocuk ölüsü önünde tutamadım kendimi.
....sana yazmaya başladığımdan beri üç kez kalemi bırakıp, atımı eyerletip ona gitmeye niyetlendim. Oysa daha bu sabah oraya gitmeyeceğime yemin etmiştim, ama durmadan pencereden güneşin ne kadar yükseldiğine bakıyorum. - Kendimi tutamadım, ona gitmek zorundaydım.
Reklam
Fakat daha yirmili yaşlarımın başlarındaydım. Kendimi tutamadım.
Sayfa 216Kitabı okudu
"Olanlara inanamıyorum." diye söze girdi Bulut, "Annesinin böylesine sorumsuz olmasına inanamıyorum..." "O kadından bahsetmek istemiyorum." diye söze girdi Uraz, "Yaptığı tek iyi şey Kumru'yu dünyaya getirmekmiş. Bu yüzden konuşmak istemiyorum, yoksa ağır konuşurum." Oysa Bulut hala konuşuyordu. "Evde düşüp bir travma alabilirdi, iç kanama geçirebilirdi. Başına bir ton şey gelebilirdi, nasıl yalnız bırakır anlamıyorum. Özür dilerim,'' dedi sonra, "Sinir bozucu, biliyorum. Ama kendimi tutamadım. Insanın gidip hesap sorası geliyor." "Hesabı sorulacak zaten.' dedi Uraz, "Hesabını verecek." "Onunla konuşacak mısın?" diye sordu Bulut. Uraz cevap verirken yürümeye başladı. ''Yarın yanına gideceğim. Konuşmam bir şey ifade etmeyecektir ama içimden geçenleri söylemezsem kafayı yerim."
Ooh benim canım... N'olur, yavaş... Atladım sırtına. Binbaşı bölük komutanıyla konuştu, sonra atını sürdü. Onun atı fırlayınca, artık benimkini tutma... Benimseyiş atı da ok gibi fırladı. Bu kez dizgin kayışlarına yapışmışım ki, kolum kopar da kayış elimden çıkmaz. Dizgini tutmak kolay, oturak yerimi eyerin üstünde tutamıyorum. At beni çalkalaya çalkalaya içimi dışıma çıkardı. Öldüm, bittim. Öbür bölüğün önünde Binbaşı atını yine durdurunca, benimki de zınk diye durdu. Bütün çabam boşa gitti, ben yine kendimi atın üstünde tutamadım. Havalandım, yere oturdum. Buna, oturma demek doğru değil. Çünkü insanlar başlarının üstünde oturmazlar. İnsanın oturma organı başı değil, başka yeridir. Dizgin kayışlarını elimden bırakmadığımdan, sanki yere atlamış gibi yaptım, atın üstüne sıçradım...
Nesin yayınlarıKitabı okudu
Beni her zaman istemişti. İçimde, derinde bir yerde bunu hep bilmiştim. Hep. Son dokuz yılını o da benim gibi ya­ şamıştı. Yalnız. İkimiz de kendi yollarımıza savrulmuştuk. Ayakta durmuş birbirimize bakarken enerji birikiyordu. Zihinlerimiz bir zamanlar inandığımız yalanları inkar ederken kıpırdayamıyorduk. Her şey gün gibi açıktı. Bir
Sayfa 221
Reklam
- Birden bire oldu: bağışlarsınız: tutamadım kendimi.
Sayfa 43 - Edebiyat Dergisi Yayınları
Çok üzücü :c Şiirin tamamını okumanızı tavsiye ediyorum
Adı Güher'di* Kim olduğum önemli değil, İçinizden biriyim. Sizlere Güher’in, Solan bir menekşenin hikayesini anlatacağım… Parmakları ince inceydi Güher’in,
Sayfa 81
"Yol boyunca gözpınarlarımda birikmiş olan yaşlar birden boşandı. Bir çocuk ölüsü önünde, daha soğumamış, soğumasını yavaş yavaş avuçlarımda duyduğum bir çocuk ölüsü önünde tutamadım kendimi."
Reklam
Kendimi tutamadım. Ağlamaya başladım. Hiç tanımadığım babam ve herkesi acı içinde bırakan umutsuz macerası için. Ama en çok kendim için ağladım, hayatımı darmadağın ettiğim için, çoktan kaybettiklerim ve daha kaybedeceklerim olduğundan korktuğum için.
Sayfa 218 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Gönlümü avutamadım, Seni söküp atamadım, Ben bahtımı tutamadım, Yar,seni unutamadım. Bahtın lutfuna ermişim. Gönlümü sana vermişim. Meğer ne çok severmişim, Yar,seni unutamadım. Gönül bir acayip deli, Yarin azadolmaz kulu. Bilemedin neylemeli? Yar seni unutamadım. Kalksam gönlümü azada Eski günler gelir yada; Bu nisyan dolu dünyada Yar,seni unutamadım. Kendimi aldırdım gama, Yerleştin kaldın kafama; Unutmak istedim ama Yar,seni unutamadım.
"Dur da önce bir nefes alayım." Remy viskisini yudumlarken kadehindeki buzlar şıngırdadı. "Neden bana aldığın kıyafetleri göstermiyorsun?" diye gülümsedi ona. Zandra sırıtarak, "Senin aldığın kıyafetleri mi demek istiyorsun?" diye hatırlattı çünkü Zandra kendi alışveri­ şini kendi yapmak için her türlü imkâna
Sayfa 311
Kalanlar için hayat aşkla devam edecek.Göçüp gidenlerin yanına varana dek.
Geçtiğimiz kırk gün,sorana sormayana seni anlattım.Dilimde gül bitti adını andıkça ; kelimeler ağzımdan kuş olup uçtu ,sustuğumda kanat çırptılar ağzımın içinde,tutamadım; ilk aralıktan uçtular,seni anlattılar.Bunun karşılığında,geçtiğimiz kırk gün, her gün bana aynı yalanı söylediler.Dediler ki sevdiğin ölünce kalbinde kırk mum yanar,her gün biri söner. Kırkıncı gün hepsi söner,biri bekler.O tek mum ebediyen yanar, acını o tek mum tutar.Ben buna inandım.Hayalimde otuz dokuz mum söndürdüm her gece üfleyerek, içimdeki cılız nefeslerle.Göğsümdeki sızı hafifler,kalbim tekrar toplanır,ciğerime derin bir nefes girer diye kırk gün bekledim.Geçtiğimiz kırk gün, bugünü bekledim. Sabah uyandim, kendimi yokladım.Öğlen tekrar baktım.Kırkıncı ikindiyi beklerken kirkikindi yağmurları boşaldı gözlerimden.Gecesini bekledim ve de gece yarısını.Hiçbir şey olmadı.Yalanınız batsın dedim.İçimde tek bir mum kalacaktı hani; peki ne, bu yürekteki bin dönümlük orman yangını ?
670 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.