Clay aralarındaki binlerce kilometrenin, onu Julia'nın yalanlarına ve canını yakma ihtimaline kar- şı koruyacağını düşünüyordu. Aralarındaki kilometre farkını kapatmadığı sürece sorun olmazdı. Bu yüzden de telefonu çalıp da ekranda Julia'nın adını görünce hemen cevapladı. "Merhaba." "Selam," dedi Julia uykulu ve
Sayfa 55
İstanbul'u Sevmek
İstanbul'u sevmek ölmek gibi birşey Bir ömür boyunca durmadan yanmak Erimek her gecesinde biraz daha Her sabah alev halinde uyanmak Anlaşılmaz,vazgeçilmez bir tutku bu şehir En hüzünlü şarkıdır söylediği dalgaların Bulamazsın çoğu gün bir dost yüzü arar da Dalıp gidersin köpüklü izlerine mavnaların İnsanlar bir seldir caddelerinde boz
Sayfa 240Kitabı okudu
Reklam
Ve genel olarak -zihinin yapsını yanlış olarak anlamaktan ve üstelik insanın yalnızca basit bir hayvansı yaratık olmayıp ayrıca bir zihinde olduğunu bilmemekten başka- inancın ve bilgeliğin yıllarla birlikte dişlerin, sakalın çıkması gibi yavaş yavaş kendiliğinden oluştuğunu düşünmek ne aptallıktır. Hayır insanlar kaçınılmaz olarak nereye varırsa varsın ve başlarına ne gelirse gelsin, tek bir şey yazgının dışında kalır: İnanç ve bilgelik. Çünkü zihin söz konusu olduğunda, basit kadercilik kesinlikle insana hiçbir şey getirmez, zihnin kendinden daha acımasız bir düşmanı yoktur; ama aksine yıllar geçtikçe yitirilmesi bundan daha kolay olan hiçbir şey de yoktur. Belki de yıllarla birlikte sahip olunan bir parça içsellik, bir parça tutku, duygu, hayal de öylece ucup gider ve yaşamı öylece ( çünkü bu tür şeyler öylece oluşurlar) anladığını zanneden bayağılığın bayrağı altında dizilinir. İnsan, tabi ki yıllara bağlı olan bu düzelme durumuna kendi umutsuzluğu içinde bir iyilik olarak bakar ve hiçbir zaman umutsuzluğa düşme fikrine sahip olmayacağı konusunda kolayca emin olur (ve yerici bir anlamda, hiçbir şey bundan kesin değildir); hayır! Tinsel yokluk olan bu umutsuzluğun içinde kalarak kendini korumuştur. Alsında Sokrates, insanı tanımamış olsaydı gençleri sever miydi?
_Herkes, kendinden kaçar. Lucretius _Ama eğer kaçmazsa, neye yarar? Kendi kendinin yoldaşı olarak kendini zorlar. Böylece zahmet çektiğimiz zaafın, kendimize ait olduğunu bilmemiz gerekir. Hiçbir şeye katlanamayan bizler, her şeye katlanmaya yöneldiğimiz zaman zayıflarız. Bu, bazılarını ölüme sürüklemiştir. Yaşam ve dünyanın kendisi iğrençlik dolu
İstanbul'u Sevmek
İstanbul'u sevmek ölmek gibi bir șey Bir ömür boyunca durmadan yanmak Erimek her gecesinde biraz daha Her sabah alev hâlinde uyanmak Anlaşılmaz, vazgeçilmez bir tutku bu şehir En hüzünlü şarkıdır söylediği dalgaların Bulamazsın çoğu gün bir dost yüzü arar da Dalıp gidersin köpüklü izlerine mavnaların İnsanlar bir seldir caddelerinde boz
Osho Bir insanı sevdiğinde ondan nefret de ettiğin gerçeğinin anlaşılması gerekir. Sevgini verdiğin birine doğal olarak nefretini de verirsin, çünkü nefret ve sevgi aynı madalyonun iki yüzüdür. Sevgililer kavga ederler, gizli düşmandırlar. İki sevgili arasında kavga bittiğinde sevgi de biter, kavga yoksa varlığınısürdüremez.Öfkelenemeyen bir
Reklam
11 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.