Cemile karakteri geleneklerin dışında hareket eden, kimseden lafını esirgemeyen, nerede, nasıl mutluysa öyle davranan biri. O döneme göre Cemile uçuk kaçık biri olarak görülüyor; ancak insanlara da kendisini sevdiriyor güzelliğiyle, tavrıyla. O dönemlerdeki kadınlar eşlerini savaşa gönderdikleri için yaşadıkları yerlerdeki düzeni daha çok kadınlar sağlıyor. Cemile de bunlardan biri. Ancak Cemile kocasından gelen mektupları ilgisizlikle okuyor, sanki hissedemediği duyguların varlığını bu sefer de bulamamış gibi. Mektupta herkesin halini hatrını sorup en sona bir cümleyle 'Cemile'ye selamlar' yazıyo olması hayal kırıklığı yaşatmış Cemile'ye. Bunun böyle olması aslında o dönemde 'elalem böyle uygun görmüş, karısına özel mektup yazamaz çünkü yakışık almaz' düşünce tarzından geliyor. Bir gün Cemile'nin çuval sırtlayıp arabaya yükleme işine yardım etmesini istiyorlar. Bu işe Cemile, Seyit (eşinin üvey kardeşi) ve Danyar girişiyor. Danyar savaştan yeni dönmüş sessiz, sakin, düşünceleriyle uzaklara dalıp giden birisi. Başlarda Cemile ve Seyit, Danyar'a karşı alaycı bir tavırla yaklaşsalar da daha sonrasında Danyar'ın söylediği türkülerle ona bambaşka bir gözle bakmaya başlıyorlar. Sanki Danyar türkü söyledikçe içlerinde yapmak isteyip de yapamadıkları şeyleri, hissedemedikleri duyguları içlerinde hissediyorlar. Kitap Seyit'in ağzından anlatıldığı için Cemile'nin türküden sonraki hisleri, kafasından nelerin geçtiği hakkında bir bilgi yok. Ancak diyebiliriz ki olmuş bir şeyler Cemile'ye...