Yapıcı, doğurucu, meydana getirici, icad edici fikir olmadan aksiyon olamaz; fikrin de bu vasıfları kazanması için imana bağlanması şart olur.
İşte, davanın bel kemiğini tuttuk. Evet; fikir tek başına, inanmadan, bir hakikat kutbuna bağlanmadan, hamle, tesir, teaddi, taarruz belirtemeyeceğine, ölü kalacağına göre, kendi kendisine anlaşılıyor ki, iman dediğimiz o hayat verici eriş, öncüsü olan fikirle beraber aksiyonun babası oluyor.