Tutuculuk düşünmek değildir, düşünmeme ihtiyacıdır. Tutuculuk bilinçsizliktir.
... Üsküdar'ın haraplığına rağmen buralardaki gösterişli evleri hiddet ve kırgınlığa benzer hislerle seyrediyordu. Bu yerleşim yerlerini ecnebi eller vücuda getirmiş, bu temiz ve muntazam muhit yabancılar için hazırlanmıştı. Bu memleket sahiplerinin ölüleri yolsuz kabristanlarda, çökmüş mezarlarda, kırılmış, devrilmiş, çamurlara gömülmüş eski mermer taşlar arasında yatar zinde gençleri de tutuculuk, tembellik, düşkünlük gölgeleri altında, miskin ahşap evlerde yaşarken işte bizim zaafımızdan, tembelliğimizden istifade eden, bizi küçük gören rakipler buralarda, bu gösterişli yapılarda mesut ve mağrur bir hayat geçiriyorlardı.
Reklam
Hızla değişen koşullara uyum sağlamaya gönülsüz tembel zihinler için tutuculuk hep benimsenmiş bir bahane olmuştur
Aydınlanma
Avrupa’da dinsel tutuculuk ve kilise baskısı karşısında aklın ve özgür düşüncenin savunucusu olarak ortaya çıkan bir kavram durumudur. Aydınlanma söz konusu dönemin filozoflarından Immanuel Kant’ın 1784’te yazdığı bir metin ile teorik ve felsefi temellerini oluşturmuştur.
Sayfa 17
256 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Gülümseten öyküler
Flannery O'Connor
Flannery O'Connor
Her Çıkışın Bir İnişi Vardır
Her Çıkışın Bir İnişi Vardır
Bener
Bener
Çok tatlı bir yazar. Şu ana kadar sadece öykülerini okumuş durumdayım ve çok memnunum. Amerikalı beyazların, siyahlara küçümseyen bakışlarını, ayrıca siyahların bazen sefilce davranışlarını hicvederek anlatıyor. Beyazların kıskançlık, samimiyetsizlik, yabancılaşma, tutuculuk gibi olumsuz özellikleriyle birbirleriyle didişmeleriyle de dalgasını geçiyor yazar. Öyküler genelde siyah veya beyaz ezilen horlanan insanların trajedisiyle sona erse bile, öykülerin genel havası mizah öyküleri niteliğinde olduğu için insan gülümseyerek bazen de gülerek okuyor bu da öylüler trajik biçimde sona erdiğinde bile üzerine ağırlık çökmemesini sağlıyor.
Her Çıkışın Bir İnişi Vardır
Her Çıkışın Bir İnişi VardırFlannery O'Connor · Metis Yayıncılık · 201193 okunma
Emperyalistler,her İslam memleketinde,dinden nefret eden ve dini prensiplerden uzak yaşamayı gaye edinen birnevi aydınlar zümresi yetiştirmeye özellikle önem vermiştir.Öyle ki,bu zümre,elindeki propaganda vasıtalarıyla,dini hakikatları veya dini yaşayışı,yobazlık,gericilik ve tutuculuk gibi ürpertici tanımlamalarla geniş halk kitlelerine takdim etmiştir.Aydınlar arasında ,İslam nizamına dönülmesi gerektiği tezini müdafaa eden her aydına karşı özel bir cephe kurulmuştur. Çünkü bilhassa aydın bir zümrenin bu şekildeki tavsiyeleri, Haçlı emperyalizminin iki asırdan beri devam ettirmekte olduğu büyük gayretlerin boşa gittiğini göstermekteydi.Ne yazık ki emperyalistler bu hususta gerçekten başarı gösterdi.Müslümanları dinlerinden uzaklaştırmaya muvaffak oldular.Gerçi bu memleketlerde hala"İslam"dan bahsedilmektedir.Ve üstelik bu milletler, sırası gelince,"müslüman"olduklarını iddia ederler.Fakat bu iddianın gerçekte hiçbir fonksiyonu yoktur.Emperyalistler,halkın yeniden İslam nizamına dönüşü gayesiyle İslam dünyasında cereyan eden bütün teşebbüsleri engellemeye muvaffak oldular.
Sayfa 186
Reklam
703 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.