“Cennet muhallebiden duvarlar demek değildir sayın yetkili cennet insanların birbirlerini dinlemeleri demektir birbirlerine aldırmaları birbirlerinin farkında olmaları demektir”
Yalnız bir korku kaldı kuşkuyla karışık; Sonunda kötü bir şey olur korkusuyla yaşadı Selim Işık
Sayfa 122
Reklam
Selim Işık yalnızlığını Kelimelerle besledi. Kelimelerin anlamını bilmeden önce tanıdığı yalnızlığı Kelimelerin içine yetiştirdi. Eski yaşantılarının hastalığından yeni kalktığı sırada, aldırışsız Kelimeler konuşurken, eski yaraların eski kelimelerinin göğsüne saplandığını duydu birden; sustu kaldı.
Sayfa 152
Selim Işık'ın günlüğünden
Şimdi, bu satırları yazarken de korkuyorum: acaba bunları yazmak doğru mu?
Sayfa 601 - Selim IşıkKitabı okuyor
Yalnız bir korku kaldı kuşkuyla karışık; Sonunda kötü bir şey olur korkusuyla yaşadı Selim Işık Her olayı. Eski bir yara izi içinde sızladı, her eğilişinde İnsanlara. Dünyaya bir daha gelişinde Çocuk ve korkusuz yaşamak ister sürekli. Büyümek, yalnız tutunanlara gerekli.
Sayfa 122
"ne acıklı değil mi bütün hayatınca arkadaşlığın önemini haykıran selim ışık'ın başına bunlar geliyor."
Sayfa 529 - iletişim yayınları. nisan, 2024.Kitabı okudu
Reklam
Nihayet "Tutunamayanlar"a tutunuldu, okundu bitirildi. Oğuz Atay bir iç burukluğu bırakıyor; önemli olan münzehir Selim Işık elbette. Turgut Özben'dense. Selim Işık ismi de sembolik seçilmiş olsa gerek.
Tehlikeli Oyunlar'da da bir yolculuk vardır. Tutunamayanlar'da Turgut Özben, Selim Işık'ı ararken Tehlikeli Oyunlar'da Hikmet, ben'ini bulma yolculuğuna çıkar.
Sayfa 21 - KetebeKitabı okudu
Yalnız bir korku kaldı kuşkuyla karışık; Sonunda kötü bir şey olur korkusuyla yaşadı Selim Işık
"Dikkat et Selim... canın acıyacak dur... söz veriyorum... her şeyi yeniden konuşacağız. Selimciğim Işık... hepsi hak verecek sana... durmadan başlarını sallayarak, haklısınız, haklısınız, diyecekler... sen gitmek istesen de bırakmayacaklar seni... ne olur biraz daha kalın, daha yeni başlamıştık konuşmaya... söyleyecek o kadar söz vardı ki... canım Selim... hayır Süleyman Kargı! İnanmıyorum Selim'in öldüğüne. Reddediyorum! Inkâr ediyorum."
Reklam
Hayır, çalışacağım önce: araştıracağım. Bütün gücümü bu araştırmaya vereceğim. Bitkinlikten, hürriyeti düşünemeyecek duruma gelinceye kadar çalışacağım. Yeter bu miskinlik! Demek aylardır ölüyormuşum ben. Peki bu nasıl iş Olric? Selim de başka türlü yaşadı: yani, yaşayamadı, öldü. Belki de bu görev size verildi, efendimiz. Selim, sadece ışık mı tuttu Olric? Belki de, efendimiz. Hiç olmazsa düşünmeyi öğretseydi bana ölmeden önce. Bu kadar gizlenmeseydi. Gizlendiğini sanmıyorum, efendimiz. Biliyorum, çok şey öğrendim Olric: fakat ölümü? Onu gizliyor. Siz yaşayacaksınız, efendimiz. Ölümü bilerek yaşamak istiyorum Olric. Yaşamanın anlamını bilmek için, ölümün anlamının karanlıkta kalmasını istemiyorum. Bütün ayrıntıları henüz bilmiyorum.
Sayfa 170 - İletişim Sinan Yayınları İkinci Bölüm
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.