Hüseyin Nihal Atsız
Türk Milleti, üç bin yıldan beri vardır. O’nun varoluşu, büyüklüğü, gücü, tarihe damgasını vuruşu, yalnız milli karakteriyle mümkün olabilmiştir.
"Bugün günlerden 26 Nisan Cuma günü. Saat 03.26 ve yazdığım vakitle beraber daha da ilerlemeye devam ediyor. Bu satırları neden yazdığımı inan bilmiyorum. Daha önce seninle vedalaşmak için çokça fırsatım olmuştu ama hiçbirinde bunu yapabilecek cesaretim yoktu. Ne oldu da şimdi o cesarete sahip oldun diye sorarsan bana, susmak dışında bir şey
MARX'TAN TEMEL ALAN LENİN, ÇARCI DİKTATÖRLÜGE KARŞI MÜCADELENİN EN ACİL HEDEFİNİ ŞU ÜÇ NOKTA ÜZERİNE KURAR:
1. ÇARLIGIN YIKILMASI
2. KÖLELİGE DAYALI FEODALİZMİN TASFİYESİ
3. KAPİTALİST REJİMİN TERK EDİLMESİ, SOSYALİST BİR TOPLUMUN İNŞASI
Kar yağdı durmadan üç gün üç gece,
Tıkandı geçitler, yollar kapandı.
Yalnızlığın buzdan çetelesinde
Kimseler umursamadı karı.
Yüzlerinde iğreti bir kibirle
Hep düşürmekten korktukları,
Dalıp gittiler gündelik işlerine.
Benim üç güzel dostum var;
Biri evde kalır,biri yolda kalır,
Biri de benimle gelir.
Evde kalan ailemdir,
Yolda kalan dostlarımdır,
Benimle gelen “İYİLİKLERİMDİR”
“Kendi seçimlerimden ve kararlarımdan sorumluluk alırım,” diyen kişi şunları ifade etmiş oluyor:
• Bir; karar verirken, o konuda neyi ne kadar bilip bilmediğime önem veririm. Yani ortama getirdiğim bilinçten sorumluluk alırım.
• İki; ortama getirdiğim bilinci eyleme dönüştürebilme özgürlüğüm olduğuna inanırım.
• Üç; ortama getirdiğim bilinci eyleme dönüştürebilme gücüm olduğuna inanırım.
• Dört; neyi, ne kadar, ne zaman, nasıl yapacağıma dair, sınırlarımla ilgili gerçekçi bir algılama içinde olduğuma inanırım.
• Beş; “bu benim hayatım” diyebileceğim bir gelecek yaratmak için kişisel bütünlük içinde olmam gerektiğine inanırım.
<<<- Bütün ilimler, (kök bakımından) Peygamberlerden kalma... Riyaziye ilmi de birçok ilim gibi, semavîdir.>>>
Benim, «Peygamberler olmasaydı, insanoğlu iki sayıyı üstüste yazıp toplayabilmekten bile aciz kalırdı» sözüme ver- dikleri bu karşılık, topyekûn tefekkürün insanoğluna nereden ve nasıl geldiğini gösterici kıstâs...
Aklı bitirmişlerdi; bitirdikten, tekmilledikten sonra tekrar ellerine almışlardı. Aklın ötesinden, akılla konuşuyorlardı:
<<<- Görmek için evvelâ görülecek şey, sonra görecek göz, sonra da ışık lâzım...>>>
Ne görülecek şeyi, ne görecek gözü, ne de ışığı kalan dün- yamız... Hacmin üç buudu üstünde birden çöken dünyamız....
"Neden sadece insanları kurtarmaya kalktığında kahraman olursun? Neden diğer canlılar önemsiz görülür. Bu şerefi insanlara kim verdi? Hayır. İnsanların kurtarılmaya ihtiyacı yok. Onlar zaten hak ettiklerinden daha iyi şartlarda yaşıyor."