Yankılar: 12 Aralık 1975 tarihli birçok gazete Atsız'ın ölüm haberini veriyordu. Milliyet, Haber ve Cumhuriyet'te kısaca. "Gazeteci, yazar ve şair Nihal Atsız, dün akşam İstanbul'da hayata gözlerini yummuştur. 70 yaşında vefat eden Atsız, evli ve 2 çocuk babasıydı. Cenazesi yarın toprağa verilecektir." Ve arkadan
Dericisinden oyuncakçısına herkesin birbirini bildiği o küçücük pasajda, artık orada olmayan üç-beş metrekarelik dükkânın boyumun yetmediği raflarına bakarken duyduğum heyecanı, seneler sonra parlak ışıklı zincir mağazalarda boşuna arıyorum.
Sayfa 187 - Deniz Yalım KadıoğluKitabı okuyor
Reklam
156 syf.
·
Not rated
Anne babası tarafından masal okutularak uyutulan veya büyütülen bir çocuk olmamama rağmen ilkokul öğretmenim vesilesiyle dünya edebiyatında yer edinmiş, kült sayılan bütün masalları okumuş olabilirim. Bu kitabı okurken aradan bu kadar zaman geçmiş olmasına rağmen detayları anımsarken hep gülümsedim. O zaman idrak edemediğim şeyleri şimdi düşündüm
Bir Masal Anlat
Bir Masal AnlatFiliz Özdem · Yapı Kredi Yayınları · 201634 okunma
308 syf.
10/10 puan verdi
Mercan Adası
Herkese merhaba Bildiğiniz Robinson cruise romanı çocuk romanı gibi görünse de cümle yapısı itibariyle yetişkinlerinde okuyabileceği ıssız ada kitabı… Önce Robinson Cruise mi yoksa mercan adası mı yazılmış tartışmalı bir konu ama sonuç itibariyle konusu üç aşağı beş yukarı çok benziyor. Ama anlatım açısından belki çeviriden kaynaklı bilmiyorum ben anlatım şeklini çok sevmedim. Mercan adası mı Robinson Cruise mi derseniz Daniel Defo tercihimdir. Sizde benim gibi ıssız adaya düşen insanların yaşam mücadelelerini okumayı seviyorsanız bu kitap tam da böyle bir kitap İyi okumalar
Mercan Adası
Mercan AdasıRobert Michael Ballantyne · İletişim Yayınları · 20231,062 okunma
Bir gün Don Kişot, hüzünlü kişiliğin bu ünlü şövalyesi, dünyanın gelmiş geçmiş şövalyelerinin en saf, en yüce gönüllü, en kalbi temiz olanı Don Kişot, sadık seyisi Sancho'yla serüven peşinde yolculuklara çıkarken birdenbire onu uzun süre düşündüren kuşku ve şaşkınlığın içine gömülüyor. Olay şu: Yaşamöykülerini şövalye romanları adı verilen ve
Sayfa 950 - 951, 952, 953, 954, 955 Yapı Kredi Yayınları
5 Mayıs 1972'de Deniz'lerin sabaha karşı asıldıklarını duyduğum gün de çok yoğun bir utanç yaşamıştım. O üç çocuk kan dökmemişlerdi, kimseyi öldürmemişlerdi ve henüz yirmi beş yaşına basmamışlardı. Ama TBMM'deki babaları, hattâ dedeleri yaşındaki milletvekilleri, onları ille öldürmek istiyordu. Bunun tek nedeni korkuydu bana kalırsa. Salt kişisel çıkarları üstüne kurulu o kepaze dünya görüşleri açısından, Deniz Gezmiş gibi gençlerin varlğı bile, onlar için korkunç bir tehlikeydi. Deniz Gezmiş'leri ömürlerinin sonuna kadar zindanlara kapatmak yetmezdi. Kendileri rahat yaşayabilmeleri için, Deniz Gezmiş gibilerinin yeryüzünden yok edilmeleri
Mina Urgan
Mina Urgan
gerekiyordu.
Reklam
Faik Baysal
Muharrem Dayanç
Muharrem Dayanç
: "Türk edebiyatında en çok ilgimi çeken bahislerden biri “yazarlar ve anneleri”dir. Konu bu kadar genel değil elbette bahsi biraz daha daraltarak söylemek gerekirse “küçük (hatta çocuk) yaşta annesini kaybeden yazarlar”dır. Başlangıçta Tevfik Fikret (12), Ahmet Hâşim (7), Yahya Kemal (13), Ahmet Hamdi Tanpınar (14), Ziya Osman Saba
172 syf.
5/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 10 days
Keyifli okumalar
Kendisini; Mütevazi Anlatıcınız, dostunuz olarak tanımlayan ve sürekli kardeşlerim diye hitap eden -aslında herkese kardeşlerim diye hitap eden- kitabımızın kahramanı Alex’in hayat hikayesini anlatıyor
Anthony Burgess
Anthony Burgess
. Yazar hakkında kitabın arkasında yazan şey gerçekten ilginçti. Beyin tümörü nedeniyle yazara 1 yıl ömür biçiliyor ve eşinin geçimini
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200991.9k okunma
Annem İçin
Öldükten beş gün sonra geldin rüyama. Babaeski’deki eski evin oradasın. Hayır gelin çıktığın ev değil, diğeri. Biz çocukken her yazları kardeşlerinle, kuzenlerimle bir araya geldiğimiz eski mezarlığın oradaki ev. Evin bahçesine çiçekler ekilmiş. 20 li yaşlarındasın. Sanırım hiç evlenmemişsin. Bahçedeki çiçekleri suluyorsun. Çok mutlusun. O kadar
Manzarası duvar, beton İçi sımsıcak, kafasında soru cevaplar sürtüşür Varken hatırlayan üç beş Gittiğinde geride kalır ulaşamaz tabuta Ön protokol, manşet, fotoğraflar parlak ve net Taziyeler gözyaşılı, hüzünlü gibi Oysa hiç çalmamıştır o numaraya telefonları En çok ah vah edenlerin Belki de kayıtlı değil rehberlerinde Binlerce numara arasında bu üşüyen adam Moda bir yas ritüeli Ah ve vah ah ah Kimsesizin kimsesi, mutlak hakim her daim belli Diyorki arkadan bir ses inandık ve tasdik ettik Bilsede bilmese de birileri Düğün varmaktır bu menzilde aşka Geçer geçer elbette bu maskeli hava Üç çocuk, Üç kitap, Ev kira. Yağmurda yağıyor şimdi gözyaşı taklidine de gerek yok Dünya bu istemez misin onların olsun demedi mi sevgili Dünya bu sizin olsun Güneş gözlükleri ve siyahlar Çelenklerde çiçek ölüleri Yas yas yas Dünya ölü
Reklam
Varoluş sancıları herkeste varolmuş
XIX İLKGENÇLİK İlkgençlik yıllarımda sürekli düşünmekten, hayal etmekten hoşlandığım şeylerin neler olduğunu söylesem, sanırım kimse inanmaz bana. Çünkü bunlar ne yaşıma ne de toplumsal durumuma uygun şeylerdi. Ama kanımca insanın toplumsal konumuyla ahlaki konumu arasındaki birbirini tutmazlık, gerçekliğin en şaşmaz belirtisidir. Kendi içime
Günümüz insanını ne bilgisizlik ne doğa ne de hastalık öldürecektir. Şimdiki muazzam ve silahlı uygarlığı yok etmekle tehdit eden tehlike yine insanın kendisidir. "O her zamankinden iyi yaşayabilir, ama nasıl yaşaması gerektiğini her zamankinden daha mı az bilmektedir?" İnsan kim olduğunu bilmeden başka bir şeyden nasıl söz edebilir?17
Sayfa 28 - Fecr Yayınları: 811 / 1. Baskı: Mart 2024
"Hiç kimsem yok," diye düşündü acıyla, "günün birinde köpek gibi geberip gideceğim ... canımı neyin yaktığını biliyorum, safrakesesi değil bu ... içimde büyüyen ölüm ... ben darbe yedim bir kere, artık hiçbir profesörün, hiçbir kürün yararı yok bana ... insan altmış beşinden sonra artık sağlıklı olamaz ... içimi neyin oyup deştiğini biliyorum, ölüm bu ... ve önümdeki üç beş yıllık ömür yaşamak olmayacak artık, ölmek olacak, sadece ölmek ... Zaten ben ne zaman yaşadım ki, ne zaman? .. kendim ... kendim için ne zaman yaşadım? .. Hayatım nasıl bir hayattı. Sırf para kazanmaya çalışmakla geçti, para, para, para ... hep başkaları için, peki şimdi ne faydası var bunun bana? .. Bir karım oldu, gencecik bir kızken evlendim onunla ve ilk ben sahip oldum, bana bir çocuk doğurdu; yıllarca aynı yatakta aynı havayı soluduk ... peki şimdi, şimdi nerede o kadın ... yüzünü tanıyamıyorum artık ... Benimle bir yabancı gibi konuşuyor ve benim hayatımı hiç düşünmüyor, ne hissettiğimi, ne düşündüğümü, acılarımı asla aklından geçirmiyor ... yıllar geçtikçe bana o kadar yabancılaştı ki... Nereye gitti, nerede o... ve bir çocuğum oldu ... büyüyüp yetişkin oldu ... ben de artık yeni bir hayata başlayabileceğimi düşündüm, kendimi layık gördüğümden daha parlak, daha mutlu bir hayata başlayacağım, ölümden uzaklaşacağım... ama kızım benden uzaklaştı ... geceleri gidip erkeklerle düşüp kalkıyor ... Tek başıma öleceğim ben, tek başıma ... Çünkü onlar için çoktan ölmüşüm ... Tanrım, Tanrım ... hiç bu kadar yalnız olmamıştım ... "
528 syf.
·
Not rated
Gerçek adı Guan Moye olan yazar eserlerinde Çince “sakın konuşma” manasına gelen Mo Yan mahlasını kullanmaktadır. 1923-1976 yılları arasında Japon saldırılarına karşı direnen bir Çin köyünde yaşayan Shandong ailesinin üç kuşağının hikâyelerinin anlatıldığı Kızıl Darı Tarlaları’nda anlatıcı da yine ailenin bir üyesi olan “Torun” Mo Yan kendisi olup ninesinden dinlediklerini bir masalcı üslubuyla kaleme alır. Ayrıca savaşın vahşetinin yanı sıra, Mo Yan cinsellik-açlık ve insan doğasının gizli yönlerini de anlatısının içine katar. Lotus ayak, insan cesedi yiyen köpekler ve bu köpekleri avlayıp yiyen insanların yanı sıra beş yaşından daha küçük yaşta ölen çocuk bedenlerinin köpekler ve hayvanlar parçalasın diye atıldığı ölü bebek çukuru hikayeleri savaştan daha fazla iz bırakabilir. Mo Yan, Nobel Edebiyat Komitesinin tarafından yapılan açıklamaya göre “Halüsinasyonları realist bir üslupla ele aldığı ve folklorik masalları, tarihi gerçekleri ve günümüz öyküleriyle harmanladığı” için 2012 Nobel Edebiyat ödülüne laik görülmüştür. Ayrıca kitap beyaz perdeye uyarlanmış olup filmin yönetmenliğini Yimou Zhang’ın yapmış olup Çin sineması için bir ilki gerçekleştiren film, 1988 Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı ödülünü kazanmıştır. Keyifli okumalar..
Kızıl Darı Tarlaları
Kızıl Darı TarlalarıMo Yan · Can Yayınları · 2022671 okunma
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.