Yirminci yüzyılın son üçte birlik kısmı, son 350 yılın hâkim aklını altüst edecek şekilde, bilim insanlarının evreni düşünüş biçimlerindeki bir devrime şahitlik etti. Bu hâkim akıl, makine-temelli ve rasyonel bir görüştü ki bu bile kendi başına, Ortaçağ’da savunulan, dünyaya dair mistik ve değişken görüşe göre büyük bir ilerlemeydi. Makine-temelli görüş, Tanrı’yı irrasyonel ve öngörülemez bir güç olmaktan çıkarıp daha kullanıcı-dostu bir saat yapımcısı-mühendise dönüştürüyordu.