Nereye gi dersem gideyim düşünmekten vazgeçemiyorum; annemin yatağının kılıfını değiştirirken, Şadi'yi okula götürüp geti rirken, hatta Hüseyni'nin kan tutmuş gözlerine bakarken bile. Emir bacak bacak üstüne atmış oturuyor, bazen bacak larının yerini değiştiriyor. Bacaklarla bir problemi yok, sus kunlukla var. Konuşmaya başlıyor. Laflarını dinleyecek bir kulak yok. Laflar havada şişerek odayı dolduruyor.