“Sadece orada oturup, kiliselerde dua eden yaşlı kadınlar gibi dua etmek, sonra varolmadığını bildiğiniz acınası bir tanrıya yumruklarınızı sıkmak; bunu anlıyor musunuz? Anlıyor musunuz? Bir tek… bir tek şeyi aklım almıyor… nasıl oluyor da insan böyle anlarda yanındakiyle birlikte ölmüyor… nasıl oluyor da insan ertesi sabah uykudan uyanıyor, dişlerini fırçalıyor, kravatını takıyor… benim hissettiklerimi yaşayan biri nasıl oluyor da yaşamaya devam edebiliyor, onun soluğu, uğruna mücadele ettiğim, ruhumun bütün gücüyle elimde tutmak istediğim o ilk insan elimden uçup gitti... nereye bilmem ama gitgide hızlanarak gitti, bense o hasta zihnimde bu insanı, bu tek kişiyi alıkoyabilmek için hiçbir şey bulamadım.” ❀
hayatım artık ıssız bir sokak gibi
Kirpiklerime yuva yapmış kırlangıçların sonuncusu da törensel bir havayla uçup gitti.
Sayfa 85 - profil
Reklam
Nasıl da uçup gitti bütün o yoğun hisler, O kuşku dolu düşünceler, vakitsiz duyulan üzüntüler, Yeşil gözlü kıskançlık ve o tir titreten kaygı.
“Mutluluğundan feragat etti miydi kişi, onu yaşayanlardan değil ölülerden sayarım. İstediğin kadar mal istifle ambarına, krallar gibi yaşa giderse hoşuna, uçup gitti miydi mutluluğun, duman gölgesinden değersizdir bütün yaşamın.”
"İçimden bir martı uçup gitti d'üşüyorum"
“Bizi bırakıp gitti, gitti,” diye kekelemeye başladı, “bizi bırakıp gitti; bizim yanımızda sıkıldı. Şimdi bir parmak kadar yalnızım, yalnız!” diye birkaç kez tekrarladı ve her defasında da işaretparmağını ayırarak elini ileri uzatıyordu. O zaman Arina Vlasyevna ona yaklaştı ve ağarmış başını, onun ağarmış başına dayayıp “Ne yapalım Vasya! Evlat, kesilmiş bir dilimdir. O kartal gibidir: Uçup geldi, gitmek istedi, uçup gitti; seninle ben ise bir ağaç kovuğundaki mantarlar gibiyiz, yan yana oturuyoruz ve yerimizden kımıldayamıyoruz. Senin için sadece ben hiç değişmeden kalacağım, sen de benim için öyle kalacaksın,” dedi.
Reklam
Uçup giden, bir daha da donmeyecek olan o eski aşkımıza acıyorum, onun için sessiz sessiz ağlıyorum. Bunda asil suçlu kim? Kimse bilemez. Geriye kalan aşkımız geçmişteki gibi değil, yalnızca onun izleri. O aşk hastalandı, özü ve gücü uçup gitti; onun yerine yalnız anılarımız ve sukran duygusu kaldı.
Ansızın nasıl değişivermişti, aklım ermedi belki güneşin batışı rahatlatmıştı onu, belki de bütün gün çalışmak mutlu kılmıştı. Arabada oturup Cemile'ye baktım. Başından beyaz yazmasını çıkarıp, biçilmiş gölgeli çayırda bir kızın ardından seğirtiyordu; iki yana açmıştı kollarını, rüzgâr eteğini savuruyordu. İçimdeki bütün sıkıntılar uçup gitti ansızın.
Bazı çok yaşlı, beli bükülmüşler kuşlar avuçlarından uçup gidince sevinerek çocuklar gibi zıplayıp el çırparlardı, kuşun ardından da ağız dolusu bir sevinç kahkahası patlatırlardı. Şimdi, şu İstanbulda herhangi bir güzellik, iyilik, sevinç verecek olay üzerine böylesine ağız dolusu bir sevinçle gülecek bir kişi var mı ?
Sayfa 54 - YKY
O bir masal kızıydı, anlamadı dilimden kelebekler misali uçup gitti elimden
Sayfa 129Kitabı okudu
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.