Hocamın notlarından..
Bedir Savaşı (624): "Kazanma ahlakını öğrendik." Uhud Savaşı (625): "Kaybetme ahlakını öğrendik."
Uzza ve Hubel; Arap yarımadasının en büyük tanrılarıydı.
Araplar, savaştan önceleri kılıç tanrıları olan Hubal'den zafer diledikten sonra Uzza'dan da yardım isteyerek ona verdikleri önemi gösterirlerdi. Uhud Savaşı'nda Kureyşlilerin "Uzza'nın çocukları, Hubal'ın çocukları" diyerek orduya güven arttırıcı telkinler yaptıkları bilinir.
Nisa suresi 3. Ayet.
Uhud Savaşı'nda altmış beş Müslüman öldükten sonra, arkalarında bakıma ihtiyacı olan eşlerini ve ailelerini bırakmışlardı. Bu yenilgiden sonra, Müslümanların dört kadın almasına izin ve­ren bir vahiy geldi. Yetimlere mallarını verin. Temizi pis olanla (helali haramla) değişmeyin. Onların mallarını kendi mallarınıza katıp yemeyin. Çünkü bu, büyük bir günahtır. Eğer, (velisi olduğunuz) yetim kızlar (ile evlenip onlar ) hakkında adaletsizlik etmekten korkarsanız, (onları değil ) , size helal olan (başka) kadınlardan ikişer , üçer, dörder olmak üzere nikahlayın. Eğer (o kadınlar arasında da) adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız o taktirde bir tane alın veya sahip olduğunuz (cariyeler ) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için daha uygundur . Sure 4:3. ...Ölen adamlar arkalarında sadece dullar de­ğil, yeni bir hamiye ihtiyaç duyan kızlar, baldızlar ve diğer akrabalar da bırakmışlardı.
Sayfa 293 - Koridor Yayıncılık.
Enes bin Nadr
Uhud Savaşı… Ve savaşın en kızgın anı, Bedir’den sonra ikinci bir mağlubiyeti tadan müşrikler, Gerisin geri kaçmakta idiler. Fakat bu henüz kesin bir zafer değildi; Dönemeyecekleri bir noktaya dek, Müşriklerin takibi, savaşın gereğiydi. Müslümanlar bir an bunu unuttular, Ganimet toplamaya koyuldular, Ve Ayneyn tepesindeki okçular, Ne olursa olsun
Allah Resûlü, o kadar yokluk içinde kendisinden daha kötü durumda olan Câbir'i evine götürüyor. Kendisine ekmek ve sirke ikram ediyor. Câbir ki ashabın en fakirlerinden. Babası Uhud Savaşı'nda şehit olunca yedi kız kardeşi ve babasından kalan borçlarla baş başa kalmıştı. Allah Resûlü ona borçlarını ödemesi için yardım etmiş, kendisinden devesini satın alıp sonra o deveyi kendisine bağışlamış, alacaklılarla konuşarak borçları yarıya indirmişti. İşte böyle bir kıtlık gününde aklında Câbir, onu arıyor, onu evine götürüyor. Üç parça ekmeği ve sirkeyi onunla bölüşüyor.
Talha yıllar sonra oğluna anlatıyordu Uhud son- rası Hz. Peygamber'in Medine'de yaptığı konuşmayı: "Resûlullah Uhud Savaşı'ndan döndüğünde minbere çıktı, Allah'a şükrettikten sonra şu ayeti okudu: 'Müminlerden öyle adamlar var ki Allah'a verdikleri sözü tuttular. Onlardan kimi adağını yerine getirdi...' Sahabilerden biri kalkıp, 'Ey Allah'ın Elçisi, kimdir bunlar?' diye sorunca Hz. Peygamber bana döndü o gün üzerimde iki parça yeşil elbise vardı ve sonra şöyle buyurdu: 'Ey soru soran kişi! Bu Talha onlardandır."
Sayfa 117Kitabı okudu
Çağımızdaki İslam savaşçısı da ya Bedir, ya Uhud, ya Hendek Savaşı'nı yapacaktır. Aksiyon bu savaşlardan birinden geçmek zorundadır. İslam ilahi teklifle yüklü olarak,bu ilahi Savaş modellerinden birinin dışında savaş tertibine giremez. Bu savaş tertiplerinin dışında İslam ya savaşta değildir ya büsbütün yoktur. Birkaç yüzyıldır Uhut modeli savaşlar veriyoruz. Savaşlarımız, çok kısa süreli ihlaslarımıza karşı bir Bedir görünüşünü alıyorsa da, hemen arkasından Uhut'un kalın bir lav örtüsü gelip onu kaplıyor. Uhud savaşları vere vere Hendek modelinde yaklaştık. Bedir bir tez, Uhud bir antitez, Hendek ise sentezdi.
Yenilginin Sebebi
Uhud savaşı Müslümanların yenilgisiyle sonuçlandı. Bu yenilginin tek sebebi Hz. Muhammed (s.a.s)'in emrini unutup, başka türlü hareket edilmesidir. Bunun içindir ki Resûlullah (s.a.s), okçularına hiçbir şekilde yerlerini terk etmemelerini emretmişti. Emrin ihmâli yenilgiyi getirdi.
Sayfa 85 - BEYAN YAYINLARIKitabı okudu
❛❛ MESCİD🌷 Sözlükte "secde edilen yer" anlamına gelen mescid, Müslümanların mabetlerine verilen bir isim olup, cami kelimesi ile eş anlamdadır. Kur'ân'da mescid kelimesi, çoğul şekli olan mesâcid ile birlikte 28 defa geçmiştir. Türkiye'de küçük mabetlere mescid, büyüklerine cami denilmektedir. Yeryüzünde ilk yapılan
Ağzımızdan çıkana dikkat etmek lazım.
Büreyde (r.anh) anlatıyor: Uhud Savaşı esnasında biri, "Allah'ım, eğer Muhammed hak bir peygamber ise, beni yerin dibine batır!" dedi. Allah da, onu hemen yerin dibine geçirdi ve helak etti.
Sayfa 407Kitabı okudu
Meleklerin, şehit Hanzale'yi yıkaması
Mahmud b. Lebid (r.anh) anlatıyor: Amr b. Avf'ın kardesi Hanzale b. Amir, Uhud Savaşı'nda Ebû Süfyan ile karşılaşmış ve onu alt etmişti. Ebû Süfyan'ı tam öldürmek üzereydi ki, Ebû Süfyan'ın imdadına yetişen Seddad b. Evs, Hanzale'yi sehit etti,Allah Resûlü, Hanzale hakkında şöyle buyurdu: "Arkadaşınızı melekler yıkıyorlar. Ailesine sorun, durumu hakkında bilgi alın." Hanımı: "Hanzale'nin gusül etmesi gerekiyordu; ama çağrıyı duyar duymaz çıktı gitti." dedi. Allah Resûlü: "Demek meleklerin onu yıkaması, bu sebeptenmiş." buyurdu.
Sayfa 403Kitabı okudu
Bir defasında Ali İmran suresinden Uhud savaşı ile ilgili ayetleri tefsir etti Şeyh Ratıb. Laf arasında söyleyiverdiği iki şeyi bence o akşamın bercesseleriydi : - Ashab eğer İslamı bizim gibi anlasalardi İslam mekke'den çıkamazdı - bazıları ölülere Kur'an okununca ulaşıp ulaşmadığını tartışıyor. Ben bunu hayret ediyorum Kur'an'ı ölülerden önce dirilere ulaştırmamız lazım. Şeyh Ratib yine unutamadığım bir sözü de şudur : kabul ettiğin şeyi ancak bir delille kabul et reddettiğin şeyi de ancak bir delille reddet.
Peygamberimizin Uhud Savaşı günü Ebu Süfyan’a verdiği cevaplar buna güzel bir örnektir. Şöyle ki Ebu Süfyan kendisinin ve müşrik kavminin gali-biyeti ile sonuçlandığını görünce savaşın peşinden putlarıyla ift ihar edip böbürle-nerek “Yüce ol Hübel!” demiştir. Peygamberimiz de “Ona cevap verin.” buyurmuş, ashap “Ne diyelim” deyince Rasûlüllah (s.a.v.) “Allah yüce ve her şeyden üstündür” deyin, buyurmuştur. Bunun üzerine Ebu Süfyan “Bizim Uzzâ’mız var, sizin Uzzâ’nız yok” demiştir. Peygamberimiz de “Ona cevap verin.” buyurmuş, ashap “Ne diyelim” deyince Rasûlüllah (s.a.v.) “Allah bizim mevlâmızdır. Sizin mevlânız yoktur.” deyin, buyurmuştur. Peşinden Ebu Süfyan “Savaş sırayladır. Bir gün sizin bir gün bizimdir. Müsle yapılarak uzuvları kesilmiş kimseler bulacaksınız. Bunu 59 ben emretmedim ve bundan memnun da değilim.” demiştir. Peygamberimiz de “Ona cevap verin.” buyurmuş, ashap “Ne diyelim” deyince Rasûlüllah (s.a.v.) “Evet ama eşit değiliz. Zira bizim ölülerimiz cennette; sizin ölüleriniz ise cehennemdedir.” deyin, buyurmuştur.
Uhud savaşı, müşrikler için intikam, Müslümanlar için imtihan savaşı olarak özetlenebilmişti.
Sayfa 111Kitabı okudu
Cuma namazını kılan Müslümanların sayısı daima sabah namazını kılanlardan fazla olacak. Ve yine her zaman günah işleyen Müslümanlar olacak. Daima büyük günah işleyen Müslümanlar olacak. Her zaman dinin farzlarını yerine getirmeyen Müslümanlar olacak. Bu vakıalar her zaman olacak. Eğer zaferin gelmesi için tüm Müslümanların salih kullar ve Allah'ın evliyaları olmasını bekliyorsanız bu hiçbir zaman olmayacak. Bu varsayımın yanlış olduğunu size kanıtlamak için şu vakayı gösterebiliriz; Uhud savaşından önce İslâm ordusunun üçte biri kaçtı ki bunlar münafıklardı. Ancak bu durum Uhud savaşının sonucunu etkilemedi. Abdullah ibn Ubey ile birlikte savaşı terk eden münafıklar, Müslümanların yenilmesinin sebebi değildi. Bundan Sünnet'te ve Kuran'da mağlubiyetin sebebi olarak bahsedilmedi. Bu yüzden de mağlubiyetin sebeplerinden biri değildir. Münafıkların savaşa katılması veya savaştan kaçması bir fark doğurmazdı. Müslüman Ümmet içinde yaşayan münafıklar her zaman var olacağından, bunlar hak ile batıl arasında meydana gelen savaşın sonucunu etkilemeyeceklerdir.
Sayfa 127 - Anlatı YayınlarıKitabı okudu
Resim