Türk ordusunun başarılarında en önemli unsur sür’atti. Bir askeri sefer sür’atle bitirilemediği, baskın tarzında sürpriz olmaktan çıktığı takdirde, felaket sayılırdı. Türklerin bu çağdaki başlıca düşmanı olan Çin’in kesif nüfusuna karşı ancak böyle bir taktikle başarı kazanmak mümkündü. Türk atlısı, gece gündüz durmadan yol alır, ancak birkaç saat atını dinlendirir, o sırada kendisi de uyurdu. Yanında daima yedek at bulundurur, atlarından biri yorulunca, diğerine binerdi. Türk atlı ordusu, düşmana hiçbir haber alma şansı bırakmadan, en ümit edilmedik anda üzerine çullanırdı. Eğer düşman ordusu yüz binleri buluyorsa vuruşma kabul edilmez, Türk ordusu kırdırılmazdı. Daima geri çekilmek suretiyle uçsuz bucaksız Türk toprakları içinde düşman şaşkına çevrilir, çete savaşıyla yıpratılır, en yorgun anında, üssünden yüzlerce kilometre ötede birden taarruza geçilip yok edilirdi. Düşman, mesafeden ürkerdi. Türklerin en ürkmedikleri şeyse mesafeydi. Türk atlıları, Karadeniz’le Pasifik arasında at koştururlardı. Göktürk ordusu 230.000 kişiden ibaretti.
'Kuvayı Milliye, namuslu bir insanın yastığının altındaki tabancaya benzer, namusunu korumak için herhangi bir ümit kalmadığı anda, hiç olmazsa intihar etmeye yarar.'
"Benim eşim Uğur Korunmaz'ın dergâha gelen müritlere badeleme adı altında bir eylemde bulunduğuna, bay ve bayanlarla cinsel ilişkiye girdiğine kesinlikle inanmıyorum. Bunların iftira, yalan olduğunu düşünüyorum. Ben dergâha gelen isimlerden Mesut, Ahmet, Ümit ve Yılmaz isimli şahısları tanırım. Mesut isimli şahıs bize bayramlarda ailesi ile birlikte gelir gider. Diğerlerinin evimize gelip gitmeleri yoktur. Dergâha gittiklerini bilirim. Eşim ile mutlu bir evliliğimiz vardır. Eşim ile aramızda karı koca ilişkisi normaldir. Aramızda cinsel yönden herhangi bir sıkıntımız yoktur. Biz mutlu bir aileyiz. Benim eşimden herhangi bir şikâyetim yoktur."
Eski bir hikayedir biliyorum ama her okuduğumda etkileniyorum.
Henüz yirmisinde olan genç bir çoban… Bir kıza gönlünü kaptırmış, o derece aşık olmuş ki, sevdiğinden başka bir şey düşünemez, derdini kimseye anlatamaz olmuştu.
–Ne haldesin, sana ne oldu? diyenlere mahzun bir tebessümle bakar, hiçbir şey söylemezdi. Onun bu hali çevresinde bulunan
Dışarıdan modern bir örgüt görünümü vermeye çalışan PKK aslında feodal bir yapılanmayı her zaman içinde barındırmıştır. Örgüt içinde PKK lideri A. Öcalan'ın doğduğu kent olan Urfalılar her zaman ayrıcalıklı bir konuma sahip olmuşlardır. 'Urfalılar Çetesi' diye anılan bu oluşum örgütün para ve silah gücünü şimdiye değin büyük ölçüde elinde tutmuştur. Osman Öcalan, Halil Ataç, Kani Yılmaz, Numan Uçar, Hasan Atmaca, Ferhan Güllü, Muzaffer Ayata gibi isimler Urfalılar çetesinin belkemiğini oluşturmaktadırlar. Diğer gruplaşmalar ise "Tunceliler", "Batmanlılar " ve "Bingöllüler" olarak belirmektedirler.
Fakir bir çoban, hükümdarın kızını görür, âşık olur…
Aşkı onu Mecnunlaştırır.
Her nasıl olursa olsun o kıza kavuşmayı kafasına koyar…
“Acaba nasıl olabilir?” diyerek memleketin ulu kişilerini, aklı erenlerini dolaşmaya başlar.
Her huzuruna vardığı mübareğe durumu anlatır ve sorar.
“- Acep ben ne etsem de hükümdara damat olabilsem?”
Dinleyenler
(Satır sonlarında yazanlar bitirme tarihi ve saati)
2023 kitapları : 307
OCAK
1. Charles Bukowski - Kapalı Bir Kapıdır Cehennem 01.01.2023
2. Charles Bukowski - Bana Aşkını Getir 02.01.2023 18.26
3. Can Yücel - Maaile 04.01.2023 19.30
4. Can Yücel - Portreler 05.01.2023 18.35
5. Edip Cansever - Ben Ruhi Bey Nasılım? 05.01.2023 23.36
6.
"Kuvayi milliye, namuslu bir insanın yastığının altındaki tabancaya benzer, namusunu korumak için herhangi bir ümit kalmadığı anda, hiç olmazsa intihar etmeye yarar."
Mustafa Kemal
Kuvayı Milliye namuslu bir insanın yastığının altındaki tabancaya benzer, namusunu korumak için herhangi bir ümit kalmadığı anda, hiç olmazsa intihar etmeye yarar.
Mustafa Kemal
Kadın, bilmeyene nefs, bilene nefes'tir, Şems-i Tebrizi.
Tanrı, erkekleri evcilleştirmek için kadınlan yarattı, Voltaire.
Kadını, şarabı, şiiri, müziği sevmeyen, ömrü boyunca ahmak kalır, Goethe.
Uygarlık için ölçü, kadınların toplum üzerindeki etkisidir, Emerson.
Benim en parlak başarım, eşimi benimle evlenmeye ikna etmiş olmamdır,
"Kuvayı Milliye, namuslu bir insanın yastığının altındaki tabancaya benzer, namusunu korumak için herhangi bir ümit kalmadığı anda, hiç olmazsa intihar etmeye yarar."