Prenseslerin esir alındığı haberi iki hafta sonra Tifüs' e ulaştı. Yaşananları öğrenen halk çok öfkeliydi. Olayın ayrıntıları belli değildi. Bu nedenle ne sivil ne de askeri yetkililer, esirleri kurtarmak için hangi adımları atmaları gerektiğine karar verebiliyordu. Kimse, esirlerin nerede olduğunu bilmiyordu. Muhafız Alayı'nda görevli
Prenseslerin esir alındığı haberi iki hafta sonra Tifüs' e ulaştı. Yaşananları öğrenen halk çok öfkeliydi. Olayın ayrıntıları belli değildi. Bu nedenle ne sivil ne de askeri yetkililer, esirleri kurtarmak için hangi adımları atmaları gerektiğine karar verebiliyordu. Kimse, esirlerin nerede olduğunu bilmiyordu. Muhafız Alayı'nda görevli
Trabzon, kıyıda demirlemiş, her biri aşağı yukarı ikişer grostonluk dört paslı askerî nakliye sefinesi ile, mazı ve akçaağaçlar içinde âdeta kaybolan Fâtih Câmii ve çevresindeki, herbiri mütevâzı birer mimârî şâheseri olan küçük evler ile, başta Zağnos Paşa’nınki olmaküzere taş köprüleri ve nice câmi ile, Küçük Ayvasıl Kilisesi, hükümet binâları,
Merhaba 1K okurları!
Kitapdaşımla kitapokuma etkinliğimizin kitaplarından birinin daha sonuna geldik.
Döner durur mu dünya hep sevda çemberinde vüslat geçidi vermeden?
Aşk evliliği yapıp, birlikteliğin ireli döneminde yanılmış olduğunu anlayanlar ömürleriyle bedel öderler. Geriye yol yoktur. Yanındakiyle yaşlanıp aklındakini kalp mahzenine gömerek helaliyle yol alıp, yasak yollardan yan geçerek devam ederler hayatlarına.
Çevrenin insan üzerinde etkisi kaçınılmazdır. Mutluluk saçanlar mutsuzları ışığında besler. Hüzün durağında bekleyenleri umut vadilerine götürücek bulutlar tehlike saçar. Adı üstünde bulut ya, ne zaman buhar olacağı belli olmaz.
Gelişiyle düzenini bozduklarına, gidişiyle acı bir sessizlik bırakır hayatla alay edenler.
Tam zamanında duygularımıza yen vurabilmeği öğrenirsek, yara-bere içinde kalmadan çıkarız hayat yangınından.
Sevmek mi, sevilmekli mi? İkisi de değil, doğru yoldan yürümek önemli.
Kitabı okumuş olanlar yazdıklarımın sebebini iyice anlamıştır da, kitabı okuyacak olanlarda azcık merak uyandırmak istedim.
Bu sefer incelememi farklı yazmak istedim.
Keyifli okumalarınız olsun.
Vanya DayıAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20168.7k okunma
Öykü seçkinin ilk sayfasında “Bu seçkiyi Türk sinemasının yönetmen, senarist, sanatçı ve emekçilerine ithaf ediyoruz,” ifadesi yer alıyor. İzleyen sayfadaki giriş metninde televizyonda (sınalgıda) yayınlanan yerli bilimkurgu ve düşsel kurgu yapımları sıralanırken Türk'ün Uzayla İmtihanı (2012), Gorbi (2019) ve İyi Aile Robotu (2002)
“Sırlarımı söyledim dağlara dumanlara
Ben yazarken ağladım, okurken de sen ağla.~Fatih Yaşar'ın türküsünden...
Şermin Yaşar’ın her biri bir roman derinliğinde öykülerini okumak insanda değişik çağrışımlar uyandırıyor çünkü o kadar yaratıcı bir yazar ki..Öykü sevmeyene bile öykü sevdirecek cinsten bir yazarla tanışmış oldum.Kitap duygular,anılar geçidi sanki:sevdalar,eski eşler,uyanıklar,çatlaklar,yalnızlar, annesizler,akrabalar,başkasının bebesine anne olanlar,unutulmayanlar...ama en çok da umut var sanki kitabın tamamında...Ölüm ana tema olsa da Aziz Nesin’i aratmayacak mizahi öyküler de var kitapta…Dahası için okumalısınız...
Ama Turgon, elli iki yıllık saklı gizli emeğin neticesinde şehir tamamıyla meydana çıkana kadar vaktini daha çok Nevrast'ta geçirdi. Turgon'un şehre vermek istediği ismin, Valinor Elflerinin dilinde Suyun Müziğinin Kayası anlamına gelen Ondolindë olduğu söylenir, çünkü tepenin üzerinde pınarlar vardı, ama Sindar dilinde bu isim değişip
“Sûfiler "ilk hâtır"ın ehemmiyetine dikkat çekerler. Akla ilk düşen, gözün ilk gördüğü, kalbin ilk sezdiği, iç ve dış duyuların ilk hissettiği şey önemlidir ve ona itibar edilmelidir. Çünkü tabiî, müdahalesiz ve sansürsüzdür... Sonra akıl, zekâ, nefis, hesap kitap devreye girer ve işler değişir, dönüşür..." diye tanımlıyor ilk hâtrı
Caddeye Cove koyu kasabasında yaşayan ailelerin hayatını ve yaşadıklarını anlatıyor. Hastalık, aşk, ayrılık ve paylaşmayı konu alıyor.
Kasabada yaşayan ailelerden karısının eşinin cebinde pırlanta küpe bulması ve aldatıldığını düşünmesi ile başlayan sorunlar.
O pırlanta küpeler yüzünden adamın hırsızlıkla suçlaması ile yargılanması.
İsimleri yabancı olan kitapları anlamakta biraz zorlandığım için kitap elimde uzun kaldı. Kitabın konusu ve yaşananlar akıcı aslında okumanızı tavsiye ederim..
Nazan Bekiroğlu biz okurlarını uzun yıllar beklettikten sonra Kehribar Geçidi romanı ile yüreklerimize ve zihinlerimize su serpti. Ondan yeni kelime ve cümlelere hasret kalmış biri olarak romana sadece dört elle değil kalbimle de sarıldım; çünkü Nazan’ın cümleleri vardı.
Konu olarak ‘Yedi Uyurları’ işlemiş görünse de aslında bu tema çevresinde