Şiir anlayışı olarak toplumcu gerçekçi şiirler yazan Nazım Hikmet, şair kimliğinden çok siyasi tartışmaların odağına alınmış biri maalesef.Sanatçıya sanatı nispetinde değer verilmeli bence.Neyse benim fikrime göre ben gerçeklikten uzaklaşmış aşk şiirleri sevmiyorum.Nazım'ın şiirleri "insana özgü her şeyi'' konu alıyor.Ee aşk da var diyecek olursak var ama ayakları yere basan bir aşk işliyor ve ben bunu seviyorum.Umut, umutsuzluk, yurt özlemi, ölüm, güzel günlere inanç.Bu kitapta hepsi mevcut.Yurt hasretiyle ölmüş mezarının bile ülkesinde olması çok görülmüş bu şairi okumaktan keyif almanız dileğimle.
Nazım, dört duvar arasında
Bedeniyle ve ruhuyla.
Piraye de dört duvar arasında, Nazım’dan dolayı
Bedeniyle olmasa da ruhuyla.
Nazım, dört duvar arasında en çok yapılan şeyi yapar; umut eder.
Çıkmak ve Piraye’ye kavuşmak.
Piraye, Nazım’ın umuduna şerbet katar, güç verir.
Nazım güçlü kalır bu şerbetle dört duvar arasında.
Zaman geçer…
Nazım’ın umudu gercekleşir; yarı yarıya
Ceza bitmiştir, çıkmıştır dört duvar arasından
Ancak Piraye yoktur mapushane kapısında.
Piraye'ye MektuplarNazım Hikmet Ran · Yapı Kredi Yayınları · 20174,950 okunma