Görünmez Şeylerin Kanıtı
Kimi zaman yalnız başıma oturup hayatın kapalı kapılarının ardında beklediğimde, kendimi her şeyden yalıtılmış ve soğuk bir sisle sarılmış gibi hissederim. Bu kapıların ardında ışık vardır, müzik ve dostluk vardır, ama ben girmem. Kader, sessiz ve acımasızca yolumu keser. Kalbim hala tutkularla dolu olduğundan, kaderin her şeye hâkim olan kararlarını sorgulamadan edemem, ama dilimin ucuna kadar gelip söyleyemediğim acı sözler, dökülmemiş gözyaşları gibi kalbime geri düşer. Ruhuma sessizlik çöker. Ardından yüzümde tebessüm ve fısıltılarla umut gelir, “Kendini unutmak mutluluk getirir,“ der. İşte o zaman, başkalarının gözlerindeki ışığı kendi güneşim, başkalarının kulaklarındaki müziği kendi senfonim, başkalarının dudaklarındaki gülümsemeyi kendi mutluluğum yaparım.
Helen Keller
Helen Keller
Hayat Hikayem
Hayat Hikayem
Kimi zaman yalnız başıma oturup hayatın kapalı kapılarının ardında beklediğimde, kendimi her şeyden yalıtılmış ve soğuk bir sisle sarılmış gibi hissederim. Bu kapıların ardında ışık vardır, müzik ve dostluk vardır, ama ben girmem. Kader, sessiz ve acımasızca yolumu keser. Kalbim hala tutkularla dolu olduğundan, kaderin her şeye hâkim olan kararlarını sorgulamadan edemem, ama dilimin ucuna kadar gelip söyleyemediğim acı sözler, dökülmemiş gözyaşları gibi kalbime geri düşer. Ruhuma sessizlik çöker. Ardından yüzümde tebessüm ve fısıltılarla umut gelir, “Kendini unutmak mutluluk getirir,“ der. İşte o zaman, başkalarının gözlerindeki ışığı kendi güneşim, başkalarının kulaklarındaki müziği kendi senfonim, başkalarının dudaklarındaki gülümsemeyi kendi mutluluğum yaparım.
Sayfa 126 - Bilge Kültür SanatKitabı okudu
Reklam
Bir gün farkına varacaksın. Mutluluğun meğer meslekle, diplomayla alakası yokmuş. Mutluluk senden önce gelenlerin geçtiği yollardan geçmek değilmiş. Bir gün göreceksin ki mutluluk aslında keşfetmek, umut etmek, kalbinin sesini dinlemek ve onun seçtiği yere gitmek demekmiş. Mutluluk kendine hep nazik davranmakla alakalıymış. Dönüştüğün kişiyi kabul etmekmiş. Kendinle nasıl yaşayacağını öğrenmek demekmiş. Bir gün farkedeceksin ki, gerçek mutluluk insanın içinden gelirmiş ve hiçbir dış etken onu etkileyemezmiş. Mutluluk hep seninle ilgiliymiş...
Bazen ruhumuz çok daralır her şeyden vazgeçme derecesine gelicek kadar, sonra bir şeyler olur ,ne olduğunu bilmediğim bir şeyler... Beklemediğin bir umut filizlenir ve sen ona tutundukça sanki sevginle ,ilginle, heyecanınla oda büyür, büyür ve büyüdükçe senide yüceltir. Koca bir ağaç olur. Tohumu umut ,meyvesi mutluluk olan bir ağaç. Dallarına salıncak kurup, sıcak bir tebessümle hayaller kurduğun bir ağaç... Bulduğunuz minik umut filizlerine iyi bakın..
272 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Ama ben bu kitabı çok beğendim :) Kuklacı'yı nasıl anlatsam size bilemiyorum... Doğuştan bir bacağı olmayan ve bunun yerine kendine bacak yapan bir Kuklacı düşünün. Ömrü boyunca yüzüne taktığı tahtadan bir maske ile gezmiş çünkü utanıyor Kuklacı... Neyden utanıyor? İnsanlardan kaçıyor ama neden? Babası yatalak ona bakıyor ama içinde babaya
Kuklacı
KuklacıEmre Timur · Az Kitap · 20246 okunma
Geçmişte yaşamak depresyondur, gelecekte yaşamak endişelerin içinde kaybolmaktır. Sadece anda yaşamak mutluluk vericidir ve anlamlıdır.
Reklam
Mutluluk
Bir gün farkına varacaksın; Mutluluğun meğer meslekle, diplomayla ya da ilişkiyle alakası yokmuş. Mutluluk, senden önce gelenlerin geçtiği yollardan geçmek demek değilmiş. Başkalarına benzemek demek değilmiş. Bir gün göreceksin ki, mutluluk aslında keşfetmek, umut etmek, kalbinin sesini dinlemek ve onun seçtiği yere gitmek demekmiş. Mutluluk kendine hep nazik davranmakla alakalıymış. Dönüştüğün kişiyi kabul etmekmiş her zaman. Bir gün anlayacaksın ki, mutluluk kendinle nasıl yaşayacağını öğrenmek demek, onun başkalarının ellerinde olmadığını öğrenmek demekmiş. Bir gün fark edeceksin ki, gerçek mutluluk insanın içinden gelirmiş ve hiçbir dış etken onu tanımlayamazmış. Mutluluk hep seninle ilgiliymiş.
Beyazlamış tenim, korkudan değildi. Ölüm beyazlığının habercisi olan bu soğukluk ve beyazlık, içimde ölen çiçeklerdendi. Duygulardan, Öne eğilmiş başımdan, Kambur durmuş yüreğimdendi. Ne çok hayaller doluydu insan oğlunun zihni. Ne çok umut doluydu kalbi. Sevgi dolu, sevinç dolu. Bazen düşünüyorum, ne kazandım sevdaya dair şimdiye dek
Mutluluk üzerine harikulade bir ifade ..
Bir gün farkına varacaksın. Mutluluğun meğer meslekle, diplomayla ya da ilişkiyle alakası yokmuş. Mutluluk senden önce gelenlerin geçtiği yollardan geçmek değilmiş. Başkalarına benzemek değilmiş. Birgün göreceksin ki mutluluk aslında keşfetmek, umut etmek, kalbinin sesini dinlemek ve onun seçtiği yere gitmek demekmiş. Mutluluk kendine hep nazik davranmakla alakalıymış. Dönüştüğün kişiyi kabul etmekmiş her zaman. Birgün anlayacaksın ki mutluluk kendinle nasıl yaşayacağını öğrenmek demek, onun başkalarının elinde olmadığını öğrenmek demekmiş. Bir gün fark edeceksin ki gerçek mutluluk insanın içinden gelirmiş ve hiçbir dış etken onu tanımlayamazmış. Mutluluk hep seninle ilgiliymiş…
The Strength In Our Scars
The Strength In Our Scars
Mutluluk, zayıf da olsa umut edebilmektir. Bugünün dünyasında eğer böyle düşünmüyorsanız, yaşayamazsınız.
Reklam
Stoacılar insan için iyinin ve mutluluk kaynağının erdem olduğunu vurgulamışlardır.
Doğa açısından insanın tek önemi türünü devam ettirmesi Joseph Campbell Bu yüzden çocuğu olduktan sonra bir insan doğa bakımından ölü sayılır diyor ne acı değil mi . Dostluğun insancılığın sanatın ve bilimin kalıcı değer ölçülerini vurguluyor bunca tedirginlik ve kıvranma içinde huzur bulabilmeni tek yolu bu ölçekte düşünebilmek . Sürüden ayrılan
Geçmiş kadar uzak ve gelecek kadar yakınsın şu anda. Senin yaşadığın günleri geri döndürmem olanak dışı, ama geleceği şu satırları yazdığım anda bile hiç değilse kurabiliyorum. Bunun adına umut diyorlar. Bence güven, insanın varlığına, değişim isteğine ve mutluluk arayışına duyulan bir güven yalnızca. Bütün karamsarlıklarımızdan damar damar süzülen bu ışığı ço­ğaltmaya kalkışmak da doğru gelmiyor bana. Bu ışık, düşünce­mizin temelinde dursun yeter. Bir kez olsun yaşamın toprağına kendi ayaklarımızın üstünde durarak basmayı öğrenmeliyiz; o toprağın zaman zaman kayacağını, tökezleyeceğimizi, ya da bizi bir anafor gibi içine çekeceğini ... Buna da ölüm diyorlar. Doğru. Ama ölüm bile yalnızca yaşayanlar için sağlanan bir ayrıcalık.
Sayfa 109 - Kırmızı Kedi Yayınevi, Birinci Basım: Şubat 2015, İstanbulKitabı okudu
Geçmiş kadar uzak ve gelecek kadar yakınsın şu anda. Senin yaşadığın günleri geri döndürmem olanak dışı, ama geleceği şu satırları yazdığım anda bile hiç değilse kurabiliyorum. Bunun adına umut diyorlar. Bence güven, insanın varlığına, değişim isteğine ve mutluluk arayışına duyulan bir güven yalnızca. Bütün karamsarlıklarımızdan damar damar süzülen bu ışığı çoğaltmaya kalkışmak da doğru gelmiyor bana. Bu ışık, düşüncemizin temelinde dursun yeter. Bir kez olsun yaşamın toprağına kendi ayaklarımızın üstünde durarak basmayı öğrenmeliyiz; o toprağın zaman zaman kayacağını, tökezleyeceğimizi, ya da bizi bir anafor gibi içine çekeceğini... Buna da ölüm diyorlar. Doğru. Ama ölüm bile yalnızca yaşayanlar için sağlanan bir ayrıcalık.
Her şeyi bildiğimden ötürü hiç bir şey yok artık, benim için. Benim için artık ne umut var, ne bunaltı, ne mutluluk, ne erdem, ne gün, ne gece, ne sen,ne ben hiçbir şey.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.