Böylesine düzenlenmiş sıralı işler ağına düşen kişi, insan olduğunu, tek bir birey olduğunu, umutları, umut kırıklıkları, üzüntüleri, korkuları, sevgi özlemi, hiçlik ve yalnızlık korkusuyla yaşama olanağının eline yalnız bir kez geçtiğini nasıl olur da unutmaz?
Bizi hayvandan çok insan kılan her ne ise, teselliyi ve umudu, sanırım insanların gündelik kaygıları, günahları ve dertlerinde değil ;maddenin uçsuz bucaksız, sonsuz yasalarında aramalı. Umutsuz değilim, yoksa yaşayamazdım. Onun içindir ki hikayem umut ve yalnızlık içinde son buluyor. Edward Prendick
Sayfa 162Kitabı okudu
Reklam
Böylesine düzenlenmiş sıralı işler ağına düşen kişi, insan olduğunu, tek bir birey olduğunu, umutları, umut kırıklıkları, üzüntüleri, korkuları, sevgi özlemi, hiçlik ve yalnızlık korkusuyla yaşama olanağının eline yalnız bir kez geçtiğini nasıl olur da unutmaz?
Müthiş bir yalnızlık ve kalbime saplanan bir acı hissettim. Bu sadece Umut'un yokluğunun acısı değildi, gençliğimin geçip gitmişliğinin, hayatımın boşunalığının acısıydı. Ne oluyor yaşıyorum da? Neye yarıyor geçen bu yıllar ve ne bekliyordum ki zaten hayattan? Hayatım ne olduğunu ve nerede bulacağımı bilmediğim bir arzunun gölgesini kovalayarak geçti.
Sayfa 259Kitabı okudu
Paret'e göre, "..yüce aşk, mutluluk şarkısına dönüşen bir yalnızlık çığlığıdır, yüce aşkla beraber olağanüstü, ulvi harikuladelikler insan yaşamının bir parçası oluverir, onun sayesinde, ten ve kafa birbiri içinde erir, aralarında tam bir uyum kurulur...Artık öncesi gibi değildir insan, ani bir değişime uğramış, tene bağlı duyguları ruhani bir boyut kazanmıştır.Benzer bir değişim, karşımızdaki insanda da gerçekleşir.Kendisi olmaktan çıkmıştır kişi, umut edip bekleyen birisi yerine, yepyeni bir hayata başlayan bir başkası vardır karşımızda.Sizi gerçekten tamamlayan insanla karşılaşmışsanız hiçbir ayrılık, hiçbir kopuş düşünülemez artık.
Sayfa 13 - İLETİŞİM YAYINLARIKitabı okudu
Çare
Bu yerlerin havası ağacığım Bize yaramadı, Günden güne zayıflıyoruz Ne üst kaldı ne baş kaldı. Sen her gün ağacığım Anaya hasret, babaya hasret, Ekmeğe, insan yüzüne, Sokaklara hasret. Lavanta kokuları gelir uzak mahallelerden, Yel estikçe sıra sıra kavaklar sallanır, Bir yoksulluk, bir yalnızlık, bir gurbet İnsan nasıl olsa katlanır. Türkiye uçsuz bucaksız ağacığım! Bu yerlerin havası bize yaramadı, Kalkıp başka şehirlere gidelim artık Çare kalmadı.
Sayfa 77 - Cem YayıneviKitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.