Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yaz uzadıkça umut tükeniyor sanki. Memleketi idare eden hükümetin icraatından çok ne zaman gideceği hesapları yapılıyor Yapmayı değil, yıkmayı düşünür olduk. Bir yalnızlık ve hüzün hissi kaplıyor kalbimizi
Sayfa 46
~•~”Yaşam; neşe ve hüzünle, yalnızlık ve yoldaşlıkla, gurur ve pişmanlıkla doludur. Yaşamak demek, bunların hepsini deneyimlenmek demektir. Bazı şeyler kalp kırıcı olabilir ama hiçbir zaman gerçekten kalbinizi kırmazlar. Her zaman daha aydınlık bir gelecek için umut vardır ve bu umudu hiç beklemediğimiz yerlerde bulabilirsiniz.”
Reklam
Yaşayamadığımız hayatların yasını tutmak kolay. Başka yeteneklerimizi geliştirmiş, bazı teklifleri kabul etmiş olmayı dilemek kolay. Daha çok çalışmış, sevmeyi daha iyi becermiş, paramızı daha iyi idare etmiş, daha popüler biri olmuş, o gruptan ayrılmamış, Avustralya'ya gitmiş, kahve teklifini reddetmemiş ve daha çok yoga yapmış olmayı
Sayfa 273Kitabı okudu
Shakespeare der ki, “Aşk bir delilik halidir.” Yalnızlık hiss ele geçirdiğinde insanı, O son umut tükendiğinde. Aşk çıkagelir. Aşk rüyadır ve hayatın kabusunu cennete çevirir.
Sayfa 349 - İndigo KitapKitabı okudu
Bir Şey Öğrendim ( Her Şey Olmuş Bir Hiç Tarafından Yazılmıştır)
Yaşayamadığımız hayatların yasını tutmak kolay başka yeteneklerimizi geliştirmiş bazı teknikleri kabul etmiş olmayı dilemek kolay. Daha çok çalışmış sevmeyi daha iyi becermiş paramızı daha iyi idare etmiş daha popüler biri olmuş o gruptan ayrılmamış avustralya'ya gitmiş kahve teklifini reddetmemiş ve daha çok yoga yapmış olmayı dilemek çok
Sayfa 271Kitabı okudu
Doğa açısından insanın tek önemi türünü devam ettirmesi Joseph Campbell Bu yüzden çocuğu olduktan sonra bir insan doğa bakımından ölü sayılır diyor ne acı değil mi . Dostluğun insancılığın sanatın ve bilimin kalıcı değer ölçülerini vurguluyor bunca tedirginlik ve kıvranma içinde huzur bulabilmeni tek yolu bu ölçekte düşünebilmek . Sürüden ayrılan
Reklam
Bir insanın yalnızlığı, yalnızlığın boşluğuna ve ürkütücülüğüne karşı geliştirdiği savunma mekanizmalarıyla da anlaşılabilir. Sürekli ve aşırı yemek yeme, anlamsızca ve sürekli bir şeyler satın alma, seçim yapmaksızın art arda film ya da TV seyretme, amaçsızca vitrinleri izlemeyi alışkanlık haline getirme bunlar arasında sayılabilir. Gerisinde bir kaygının varlığı açıkça belli olan bu davranışların kapsamında ikinci bir insan ya da insanlar yoktur, dolayısıyla umut da. Ama bundan da öte, öylesi yoğun yalnızlık dönemleri vardır ki, insan felç olmuşçasına bir umutsuzluk içindedir ve bu gibi durumlarda artık kaygı ve gerginlik belirtileri bile yoktur. Çünkü ilgi ve amaç yitirilmiştir. Bu, canlıyken ölmüş olmak gibi bir varoluş biçimidir. Çoğu kez, böylesi insanları bizden farklı, ulaşılmaz ve anlaşılmaz varlıklar olarak algılar, hastalık derecesinde bir kişilik bozukluğunun varlığını hissederiz.
Ali Şeriati'nin Duası
Ey Rabbim! Alimlerimize sorumluluk, müminlerimize aydınlık, aydınlarımıza iman, tutucularımıza anlayış, anlamışlarımıza tutuculuk, uyumuşlarımıza uyanıklık, uyanıklarımıza irade, dindarlarımıza din, şairlerimize şuur, araştırmacılarımıza hedef, umutsuzlarımıza umut, zayıflarımıza güç, oturmuşlarımıza kıyam, donup kalmışlarımıza hareket, ölülerimize hayat, körlerimize görüş, suskunlarımıza feryat, küfürbazlarımıza edep, halkımıza özbilinç ve izzet bağışla. Allahım! Bana yenilgide çabalama, umutsuzlukta sabretme, yoldaşsız yürüme, silahsız savaşma, ödülsüz çalışma, dünyasız din, isimsiz yücelik, ekmeksiz hizmet, riyasız iman, gösterişsiz iyilik, hevessiz aşk ve halkın kalabalığı arasında yalnızlık nasip et.
Gerçi içini kötülük kaplamış, yüreğine bir damla vicdan düşmeyen bu insanların hepsinin sonu aynı olur. Yalnızlık. Allah’ın bize sunduğu en büyük servet olan sevgi böyle insanların hiçbir zaman ulaşamayacağı bir hazine. Bu insanlar da sadece bu dünyada kalbine gölge gibi düşen sahte dostluklar ve sahte sevgi gibi şeyler ile avutuyorlar kendilerini. Allah kimseyi onlar kadar alçaltmasın.
‘Bazen soğuk bir sisin içindeymişim gibi bir yalnızlık duygusu içime çörekleniyor. Orada yalnız başıma durup hayatın kapanan kapısına bakıyorum; o kapının ardında ışık var, müzik var ve tatlı bir arkadaşlık var. Fakat ben o kapıdan içeri giremiyorum. Kader sessizce o kapıyı bana kapatıyor. Dilimin ucuna gelen o çaresiz kelimeleri mırıldanmayacağım, tıpkı dökülmemiş gözyaşları gibi o kelimeler de geri tepecek. Sessizlik ruhuma otağ kuracak. Sonra umut gelecek gülümseyen yüzüyle ve bana şöyle fısıldayacak: İnsanın kendini unutmasında bir neşe var. Böylece başkalarının gözlerindeki ışığı kendi güneşim kılacağım, başkalarının kulaklarındaki müziği kendi senfonim yapacağım ve başkalarının dudaklarındaki gülümseme benim mutluluğum olacak.’
Sayfa 183
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.