Ayinler ve vaazlar, garnizon cezaevinde yaşanan tekdüze, sıkıcı hayata inanılmaz bir neşe katıyordu. Kimsenin Tanrı’ya biraz daha yakınlaşmak gibi bir sorunu yoktu; tüm mahkûmların aklı, kiliseye gidilirken, koridorda ya da avluda bir puro ya da sigara izmariti bulmaktaydı. Kimsenin Tanrı’yı dert ettiği yoktu; herkes, koridordaki bir tükürük hokkasına atılmış ya da avlunun bir köşesine fırlatılmış küçük bir sigara izmaritinin peşindeydi. Leş gibi kokan bu küçücük nesne, Tanrı’ya da, ruhun kurtuluşuna da üstün gelirdi