Bu yazarı çok seviyorum ve kitaplarını takip ediyorum. Bu serisini de hemen aldım ve beğendim. Kasaba hikayelerini çok seviyorum; yıllar sonra geri dönen kişinin kasabaya tekrar adapte olması ve aşkını bulması falan bana çok tatlı geliyor.
Callie, üniversite için ayrıldığı kasabaya yıllar sonra ailesinin yaşadığı bir kaza sebebiyle geri dönüyor. Uzun bir süre orada kalması gerektiğinden vekil öğretmenlik yapmaya karar veriyor. Eski sevgilisi, gençlik aşkı Koç Garrett ile tekrar yolları kesişiyor ve eski duygular tekrar filizleniyor. Bu sefer her şey eskisinden daha iyi olup bütünleşicekler mi yoksa geçen zamanın sonunda herkes kendi yerlerine mi dağılacak okuyup görmeniz gerekecek.
.
Genelde kitaplarda kötü bir şekilde ayrılmış çiftlerin zorunluluktan bir ara gelmesi, nefret ve sonradan duyguların tekrar canlanması şeklinde ilerlerken; bu kitap da normal bir şekilde ayrılmış ve düşmanlık olmayan bir başlangıç görüyoruz. Açıkçası bu durum hoşuma gitti. Yazarın kalemini zaten seviyorum, sıkmadan, bizlere tatlı bir hikâye sunan güzel bir kitaptı. Kişilerin lise yıllarından bugünkü yetişkinlikleriyle tekrar bir araya gelmesi tatlı bir bakış açısı olmuş. İkisininde öğretmenlik yapması nedeniyle, onlara yaklaşımları da duygusal olarak bana geçti ve hoşuma gitti.
Aşırı bir beklentiyle başlamayıp tatlı bir hikâye okumak isterseniz, tavsiye ederim.
Size kendimi tanıtayım öncelikle.
Ben Adam. Edebiyat bölümünde okuyan bir üniversite öğrencisiyim. Hayatımız yolunda giderken küçük yaşta kardeşimin ölümüyle hayatımızın alt üst olduğunu, annemin ve babamın kendi dünyalarına çekilerek dünyamın sadece ablamdan ibaret olduğunu belirtmek isterim. Özel her anıma ablam şahitlik etmiştir. Ablam benim baştacımdır. Yaşama amacım, hayata tutunma sebebimdir.
Vardı kendime göre hayallerim, hedeflerim fakat yerine getirebildim ya da hedeflerinin neresinde kaldım bunları satırlar arasında bulmanız mümkün.
Her bireyin hayatının kendine özel olduğunu, inişler ve çıkışlardan ibaret olduğunu görünenin aksine bir de görünmeyen iç dünyalarının olduğunu belirtmek isterim. Benim hikayemi okurken kimi zaman bana kızacaksınız kimi zaman da bana hak vereceğinizi düşünüyorum.
Aynı anda birden fazla duyguyu bir arada yaşayacağınıza emin olabilirsiniz. Bir sürü soru işaretleriyle dolu bu hikayeme kulak vermenizi öneririm.
Yazarın oluşturduğu kurgu, anlatım şekli, okurunun merakını sürekli canlı tutmasını, aile ilişkilerini, çocukluk travmalarını, hayatların arka yüzlerini, karakterlerin görünmeyen özelliklerini, sürükleyici bir anlatım şekli olmasını çok sevdik biz.Yazarın anısına okuduğumuz bu eser ile kendisini anmış olalım.
"Altın Kızlar" grubuyla okuduğumuz bu eserin sohbeti kitap gibi çok ilginçti.Çok da verimliydi.
Sevgiler.
Konyalı bir kızın okuyup üniversite için İstanbul’a gidişini anlatıyor. Kitap da küçük samimi bir aşk da var okunmanızı tavsiye ederim ben beğendim:)
Günaydın
“Meleklerin Payı” kendisi aslında bir tıp doktoru olan Dr. Burkay ADALIĞ’ın üniversite yıllarında viskiyle tanışması ve ardından maltın peşine düşme serüvenini anlatıyor. Eğer F&B (yiyecek, içeçek) merakınız varsa ya da benim gibi sevis ve bar mezunu bir aşçı iseniz bu müthiş viski serüvenini mutlaka okuyun. Okurken dikkat edin sarhoş olmayın. :)
Celal Şengör'den birkaç hafta önce Cehaletten Kurtulma Sanatı Kim Kimdir? kitabını okuyup çok sevmiştim. Bilim ve sanatın ışığında tarihe etki eden çok değerli isimlerden geçmiştim. Bu kez Ne Nedir? ile karşımızda.
Bilimin toplumlar için ne kadar önemli olduğu elbette ki tartışılmaz. Düşünen, sorgulayan, araştıran bireylerin çoğunlukta olduğu toplulukların ne kadar ileri düzeyde olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla bilgi çok önemli. Belli bir zaman diliminde doğru olarak kabul edilen bazı gerçekliklerin bile değiştiğini göz önüne alırsak, yeryüzü müthiş bir değişim alanıdır diyebiliriz.
Kitabın içinde gündelik yaşamın zemininde çok önemli kavramlar var. Değişim için elbette daha çok kavrama ihtiyaç var ama yola çıkma cesareti adına içerikteki bilgiler çok kıymetli. Benim çok hoşuma gitti. Deprem nedir ile başlayan kitap; evrim, medeniyet, dil, din, bilim, felsefe, astroloji, kapitalizm, ahlak, adalet, cumhuriyet, demokrasi, Osmanlıcılık, entelektüellik, köylü, zengin, üniversite, zeka, sanat, cehalet ve zırva nedir sorularıyla devam etti.
Bu kavramların verdiği bilgiler hem yaşamın hem de zihninizin içindeki kapladıkları alanı değiştiriyor. Her biri ile ilgili verilen bakış açısı zihinlerde başka soruları beraberinde getiriyor. Belki de kitabın en kıymetli amaçlarından biri de bu.
Herkese Selam
Çok yoruluyoruz değil mi ?
Dünyaya ait ne kadar yükümüz var. Üniversite okuduğumuz vakit yoğun bir tempoyla atanmak için çaba gösteriyoruz, meslek sahibi olduğumuzda emeklerimizin boşa çıkmamasını istiyoruz, sevdiğimiz insanların daima hayatımızda olmasını istiyoruz..İstiyoruz da istiyoruz.. Peki istediğimiz şeyler olmadığında
