Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Buğra Tan

Buğra Tan
@unreadable
venefahtû
32 okur puanı
Ocak 2023 tarihinde katıldı
Mutsuz aşk yoktur: Sahip olmadığımıza sahibizdir yalnız. Mutlu aşk yoktur: Sahip olduğumuza sahip değilizdir artık.
Reklam
zaman, tanıkları daima unutanlara dönüştürüyor.
Şimdiki zamanın içinden geçen patikalarda yol alırken, ardına düşülen, meçhul bir geleceğe yararlı olabileceğini varsaydığın şeyler getirirsin geçmişten.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Cesaretinin güzelliği sonuna kadar yalnız bırakmadı seni. Ve zamana inat şimdi bizimle. Sessizliği dolduruyor.
Bilmenin öyle çok katmanı var ki ve çoğu zaman en derinlerdeki katmanları kelimelere de, düşüncelere de sığmaz.
Reklam
Öyle anlar ki, daha oluşurlarken ölümsüzleşmişlerdi.
Güzelliğin kıyas kabul etmezdi... Ve bu eşsiz güzellik cesaretinden kaynaklanıyordu.
Maamafih bu bilemeyiş beni sana yakınlaştırıyor.
Ağlamıyordum. Ona ağlayamadığımı, ağlamayı beceremediğimi, erkeklerin çoğunun bu kabiliyeti kaybetmiş olduğunu söyledim; eğer kaybetmeselerdi bu denli salak olmazlardı dedim.
Cahilden daha cahili bir başka cahildir ki tüm cahiller ona tapar.
Reklam
Özgürlük daima farklı düşünenler için olmalıdır.
Zenginler şarkıları dinler; yoksullar şarkılara tutunur ve onları sahiplenir.
Yaşlanmak insana dayanıklılık getirir − yılların zalim hediyesi.
Umudumuz var diyemeyiz — sadece ona kucak açıyoruz
Her tür sevgi tekrarlara bayılır çünkü tekrarlar zamana kafa tutar.
Reklam
Anlatamayacağım hâller yaşadım hayra yor ve nasıl olduğunu sorma.
Bilmekle bilmemek arasında doğru düşünmek diye bir şey vardır.
Hep bir Tanrıdır iten benzeri benzerine.
Küçük şeyler korkutuyor bizi. Ölümümüze sebep olabilen büyük şeyler cesaret veriyor.
Nesneler bizim onlara yüklediğimiz anlamlardan ibarettir, insanlar da öyle.
Reklam
Onun talih­sizliği hiçbir yere ait olmamakmış, "kesinlikle hiçbir şeye sahip olmamak".
Ben yaşamla başa çıkabilmek için sanatın içine girdim.
İnsan hapsedildiği için, tek kişilik bir hücreye hapsedildiği için, giderek daha çok kendine varıyor. İnsanın kendi kendine sorduğu sorular, onu yavaş yavaş öldürüyormuş. Ama insan zaten ölüdür, bilesiniz.
Yaşlandıkça, düşünmek bir fiske eziyeti mekanizmasına dönüşür.
Bugün ne çekiyorsak aklın elinden çekiyoruz.