"Yüzündeki muzip ifadeyi unutamıyorum. Küçümseyici bir ifade olmasının yanı sıra, okyanustaki balıklar kadar kalabalık ve derin olan bu dünyada, böylesine garip bir ifadeye tanıklık etmek, sanki o okyanustaki bir yetişkinin hayatının en dibini şans eseri görmemi sağlamıştı."
Unut demek kolay gel bana sor bir de
Unutamıyorum işte unutamıyorum
Bir şey var şuramda beni kahreden
Şuramda tam yüreğimin üstünde
Çakılı duran bir şey var
Elimde değil söküp atamıyorum
Dalıp dalıp gidiyor gözlerim derinlere
Kimi görsem biraz sana benziyor
Seni hatırlatıyor şu bulut şu gökyüzü
Şu kayalıkları döven deniz
Şu hüzünlü melodi şu
böyle zamanlarda, en çok gecelerde, annemi özlüyorum. sanki altı yaşımda bıraktığım halimde anneme sarılınca geçen sıkıntılar gibi geliyor bu sıkıntılar annemden uzaktayken. bir defa ona sarıldığımda bile geçmeyen bir his tatmıştım, onu unutamıyorum ama yine de böyle zamanlarda hep annemi özlüyorum.
Sen unutuyorsun diye bütün acılar geçiyor mu? Hiç yaşanmamış gibi davranabilir miyiz ? Hiç olmamış gibi. Sen unutuyorsun diye ben de mi unutacağım? Unutmuyorum. İstemediğim için değil , başaramadığım için. Unutamıyorum ben.
“Benim de kusurlarım var, ama akılla ilgili olmadıklarını umarım. Yaradılışımı savunacak değilim… Sanırım pek sevimli değil… herkesin çok hoşuna gidecek kadar değil. insanların ahmaklıklarını, kötülüklerini gereğince çabuk unutamıyorum ya da bana yönelik kabalıklarını. Kimse duygularımı kolay kolay kışkırtamaz. Yaradılışım için kinci diyebiliriz belki… Birinden bir kez soğuyunca ilelebet soğurum.”
"unut" dedi yankı kulağına doğru. "Çok geride kaldı, silindi, üzerinden zaman geçti. Zaman her şeyi sildi. Unut kardeşim."
Mutlu "Hiçbir şeyi unutamıyorum"...