"Yalnız olmak..."
Bu ifadenin işaret ettiği anlam birikintisi ne kadar da çok, ne kadar da farklı... İfade bizleri gerçekten de şaşırıyor, bizler de şaşıyoruz bu yüzden... Şaşıran değiliz biz, üzerimize düşen sadece şaşmak... şaşkınlık bize ait, şaşıran ise öncelikle ifadenin kendisi...
Unutmadık aslâ, 'şaşan' ve 'şaşıran' ile beraber bir de 'şaşırtan'ın olduğunu... Şaşırtan, yani şaşmaya değil, şaşırmaya neden olan... ifadenin bizleri şaşırmasına yol açan temel etmen... Bu sözcük de yanlış kullanılıyor ya, geçelim...
Yaşananlar tam bir şaşırtmaca... oyun içinde oyun...
Şaşan kim?... Şaşıran ve en nihayet şaşırtan kim?...
Şaşkınlık karıştırmaktan kaynaklanıyor... Gerçekten de karıştırılır hep "yalnız olmak" ile "tek başına olmak" kavramları... Oysa yalnız olmak başka... tek başına olmak daha başka...
Hakikatte hiç tek başına olmadık, olamadık...
İstedik mi gerçekten tek başına olmayı, tek başına kalmayı, bilemiyorum...
6 şubat... 7.8lik depremin vurduğu 10 ilimizin tatları, kökleri, yemek hikayeleri ile yaşamaya devam ettirilmesi unutulmaması için yapılan harika bir çalışma.
Bölgenin uzman şefleri ile özel olarak hazırlanmış bu güzel kitapta emeği geçen herkese çok teşekkür ederim.
Her baktığımda o günü unutmamak adına aldığım bu kitabı herkesin alması ve o lezzetlerle buluşmasını çok isterim.
Beni bu kitaptan haberdar eden
bibliyofil okuur 'a çok teşekkür ediyorum.
Unutmadık unutmayacağız...
Keyifli sofralarda, lezzetini ala ala, huzurla.
Unutmadık ama kalbimiz neredeyse kurudu. Kalbimiz kurumadı ama aklımız zehirli bir yaraya döndü. Gövdemiz geçmişle geleceğin çarmıhında bir utanç fotoğrafı olarak asılı kaldı.
Ay çok mu gecikti neredeyse çıkar
Sen yalnızlığıma varır varmaz
Az sonra yağmur'u durduracaklar
Rüzgarı değiştirdim ustura ağzı poyraz
Yok canım yıldızları unutmadık
Mutlaka yerlerinde bulunacaklar
Kenarı yaldızlı mavi bir karanlık
Sütlü çıplaklığını örtecek kadar
Senin için olduğu asla bilinmeyecek
Yapraklarını birden dökecek dutlar
Şafak sökerken sekiz on kadar şimşek
Balkonda işlemeli müstesna bulutlar
Nerede ne zaman kaç kere yaşadık
Nasıl bir sevdaysa eskitememiş yıllar
Bitirdiğimiz her şeyi yeniden başladık
Dudaklarımızda birbirimizden mısralar.
Unutmadık ama kalbimiz neredeyse kurudu. Kalbimiz kurumadı ama aklımız zehirli bir yaraya döndü. Gövdemiz geçmişle geleceğin çarmıhında bir utanç fotoğrafı olarak asılı kaldı.
Düyşen, kitabımızdaki değerli öğretmenimiz. Kısa ve öz, anlatılmak istenene direkt okuyucuya sunulmuş. Yıllar geçmiş, büyük insan olunmuş ama sana öğretmenlik yapan ilk kişiyi unutamamış.. Unutan var mıdır.. Altınay ve ben ilk öğretmenimizi unutmadık. Altınay'ın okul hayatına atılması, hayat içinde yaşadığı zorlukta yanında olan tek kişi nasıl unutulabilirdi ki..
İlk ÖğretmenimCengiz Aytmatov · Ketebe Yayınları · 20217,3bin okunma
Ay çok mu gecikti neredeyse çıkar
Sen yalnızlığıma varır varmaz
Az sonra yağmuru durduracaklar
Rüzgarı değiştirdim
Ustura ağzı poyraz
Yok canım yıldızları unutmadık
Mutlaka yerlerinde bulunacaklar