Başlangıç
İki mil genişliğinde ve bin ayak yüksekliğinde böyle bir mağarada beliriverir Menzoberranzan; drow elflerinin ırkına özgü, başka bir dünyâya âit ve ölümcül bir zerâfet taşıyan âbide.
Başlangıç
Ancak, buraları bir sığınak değildir, yalnızca budala gezginler böyle sanır. Bu şehirler tüm diyârlardaki en şeytânî ırkların vatanlarıdır ki bunların en bilinenleri duergarlar, kua-toalar ve drowlardır...
Başlangıç
Burada derin, felaketi çağrıştıran bir sessizlik hüküm sürer, pusuya yatmış yırtıcı bir hayvanın sükûneti. Yolu Karanlıkaltı'na düşenlere işitme duyularını tamâmıyla yitirmediklerini anlatan tek ses uzaklardan yankılanan bir su damlamasıdır. Bu, tıpkı bir yaratığın yürek atışları gibidir. Sessiz kayalardan süzülerek Karanlıkaltı'nın dondurucu havuzlarına akar. Bu havuzların karanlık ve durgun yüzeylerinin altında neyin olduğu ise bir tahminden öteye gitmez. Hangi sırlar cesurları, hangi dehşetler budalaları bekler, bunu sâdece hayâl gücü söyleyebilir... Tâ ki sükûnet bozulana dek.
Burası Karanlıkaltı'dır...
Başlangıç
Kapkaranlık koridorlar döne dolaşa ilerler bu kasvetli diyarda ve irili ufaklı mağaraları birbirine bağlar. Uyuyan bir ejderin dişleri kadar keskin taş yığınları kimi zaman sessiz bir tehditle bekler, bazen de davetsiz misafirlerin yolunu kesmek ister gibi yükselir...
Başlangıç
... Burada gökyüzü acımasız bir kayadır. Duvarlar ölümün, buraya gelme yanılgısına düşecek kadar budala yüzey canlılarının meşale ışığı ile grileşmiş rengini yansıtır. Burası onların dünyâsı değildir. Burası ışığın dünyâsı değildir. Buraya dâvetsiz gelenlerin çoğu geri dönmezler.
Yüzeydeki evlerinin güvenliğine kaçabilenler ise değişmişlerdir. Gözleri gölgeleri ve karanlığı görmüştür. Bu, Karanlıkaltı'ndaki kaçınılmaz âkıbettir.
Başlangıç
Ne bir yıldız süsler bu ülkeyi bir şâirin gizemli parıltısıyla, ne de güneş yaşam dolu ılık ışıklarını gönderir buralara. Burası Karanlıkaltı'dır; Unutulmuş Diyârlar'ın telâşlı yüzeyi altındaki gizli dünyâ...