Denizdeki Kent
İşte, Ölüm bir taht yükseltmiş kendisine, Yapayalnız uzanan tuhaf bir kentte, Karanlık diplerinde Batı'nın, İyinin ve kötünün, en iyiyle en kötünün, Ebedi istirahatlerine cekildikleri yerde. Sunaklar ve saraylar ve kuleler ( Zaman yeniği titremeyen kuleler) Benzemez orda bizim olan hiçbir şeye. Unutulmuş alıp götüren rüzgârlarca, Göğün altında isteksizce yatan Kederli sular çevresinde.
Sayfa 81 - İthaki YayınlarıKitabı okuyor
Her zamankinden daha fazla unutulmuş hissediyorum kendimi. " İki kent arasındayım, biri bilmiyor beni, öteki artık tanımıyor. Beni kim hatırlar?"
Reklam
Sordum kendi kendime ne yapılabilir çamurdan. Heykel. Acılardan? Aşk. Yoksulluklardan bir devrim bile yapılabilir. Ama hiçbir şey hiçbir şey yapılamaz ayrılıklardan.
Reklam
Ve ulaşmaktır bir şeye, çürüyen ve gurbette Benim payıma düşen hüzünlü anılar bahçesinde dolaşıp durmak
Belki yaşam bir adamın kendini bir dala asarken kullandığı iptir . Okuldan dönen bir çocuktur belki yaşam
Koyu isteğiyim ben toprağın Yeşersin diye uçsuz bozkırlar Kendine çeken bütün suları
Yaşamın kederli maskesinin gölgesi altında Yüzlerini gizleyen Sizler
Reklam
Ayak basmadığım çorak bozkırda Sevdiğim Anadolu gibisin
Diyor ki içimden bir ses, "beni yüreğinin üstüne bir mühür gibi koy. Çünkü ölümden daha güçlü bir sevgiye ihtiyacım var.
Kapağı açılmayan kitaplar unutulmuş aşklar gibidir
Sayfa 22 - Everest YayınlarıKitabı okudu
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.