"Çırpınırken biz üstümüze geliyor büyük gemisi geleceğin Bir tenis topu, koşan bir çocuk, bir gözyaşı bile değiliz. Yalnızca bir ağaç ailesi ve bir köşede Yıllardır bizi gözleyen hep aynı balta: Dalgınlık. Düşünüyorum nasıl budandık bahara ulaşmak için..."
Karanlık denizi köpürten dalgaları yararak çok gizli bir yere giden tenha bir Üsküdar alanı gemisiyle bu yolculuğa başladım senden ayrılınca.
Reklam
... Diyor ki içimden bir ses, ‘’beni yüreğinin üstüne bir mühür gibi koy. Çünkü ölümden daha güçlü bir sevgiye ihtiyacım var. Geçmişin selvi ağaçlarından, sönen yıldızın ışığından, köşeyi dönerek kaybolan gençlikten kurtulmaya ihtiyacım var. Bir insan elinin sıcaklığına...''
"Durmadan düşünüyorum, ne çok öldük yaşamak için." (s.38) 2 temmuz Sivas, unutma unuturma,
Sanki erken rönesansın bir sarayında Sesleri sarmaşıklar gibi bir madrigalin iki sağır şarkıcısı gibiyiz Şiirimiz sarılıyor usanmaksızın Birbirine ve biz sarılamıyoruz
Ağaçların ve rüzgarın ve tüm denizlerin Seslerine karışan şu azgın hayat Sanki seni ve beni Boğazın çok derin akıntılarında Ters yöne habersiz yelken kaydıran iki çağdışı ve şaşkın balık gibi Bir doyumsuz hasrete tutsak ediyor Perdede şimdi kocaman bir hayal Sadece senin yüzün
Reklam
1,000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.