"Çırpınırken biz üstümüze geliyor büyük gemisi geleceğin
Bir tenis topu, koşan bir çocuk, bir gözyaşı bile değiliz.
Yalnızca bir ağaç ailesi ve bir köşede
Yıllardır bizi gözleyen hep aynı balta:
Dalgınlık.
Düşünüyorum nasıl budandık bahara ulaşmak için..."
... Diyor ki içimden bir ses, ‘’beni yüreğinin üstüne bir mühür gibi koy. Çünkü ölümden daha güçlü bir sevgiye ihtiyacım var. Geçmişin selvi ağaçlarından, sönen yıldızın ışığından, köşeyi dönerek kaybolan gençlikten kurtulmaya ihtiyacım var. Bir insan elinin sıcaklığına...''
Sanki erken rönesansın bir sarayında
Sesleri sarmaşıklar gibi bir madrigalin
iki sağır şarkıcısı gibiyiz
Şiirimiz sarılıyor usanmaksızın
Birbirine ve biz sarılamıyoruz
Ağaçların ve rüzgarın ve tüm denizlerin
Seslerine karışan şu azgın hayat
Sanki seni ve beni
Boğazın çok derin akıntılarında
Ters yöne habersiz yelken kaydıran
iki çağdışı ve şaşkın balık gibi
Bir doyumsuz hasrete tutsak ediyor
Perdede şimdi kocaman bir hayal
Sadece senin yüzün