Ben, Amir - S. AKYÜZ /İçimde suskunluğumdan inşa edilmiş koca bir dağ var.
Bosnalı Amir
Filistinli Muhammed
Kıyıya vuran Suriyeli Aylan bebek...
Adı, sanı, kimliği ne olursa olsun, tek "suçu" yaşadığı coğrafyada doğmak olan sayısız masum!
Değişmeyen tek şey, insanların kör, sağır, dilsiz oluşu!
Medeni geçinen ülkelerin iki yüzlülüğü, riyakarlığı!
Ne der
Sizin hiç; "Bu hayatta bir şeyleri engelleme imkânım olsa şunları engellerdim." dediğiniz bir şeyler oldu mu? Sizleri bilmem ama benim oldu. İki şeyi engellemeyi çok isterdim. Sesi güzel olmayanların toplum içersinde şarkı söylemesini ve şâir kimliğine sahip olmayanların şiir yazmasını kat'i surette engellemek isterdim. Hatta olur da bir
Dicle Türküsünün Sesi
Mezopotamya’yım ben;
Damarlarım su ve nehir,
Hayatım kavga, mevzum kan,
Dilim edebi, sözüm ebedi.
Her zaman bir şairin, bir vakanüvisin sözünden çok
Gılgamış’ın dudaklarında bir zaman, kadim nehrin kenarında
Unutulmuş Renkler isimli bir masal kitabı vardı. Dünyanın tamamen siyah-beyaz olduğu, renklerin bulunamadığı bir dünyada birkaç boya kalemi bulup resim çizmeye başlayan bir kız ve dünyanın durumu anlatılıyordu. Yine öyle bir dünya düşünün. Özellikle kent takımı maçı kaybettiği günlerde sitede bir yıldız yağmuru
Video: youtu.be/m80VekfhWkE
Unutulmuş Kent.
Onat Kutlar'dan okudum ilk kitap.
Unutulmuş Kent, 78 sayfalık güzel bir şiir kitabı.
Unutulmuş Kent'te; aşk, ayrılık, kent, sevgi, sevgili ve özlem gibi temalarda çeşitli şiirler bulunuyor. Şiirlerde yer yer umuda uzanan sesler olsa da genel itibarıyla umutsuzluk dolu şiirler var.