Zaman değil, bir sonsuz hüzün, dedim, usulca doğrularak. Yazarken, yaşarken...
Sayfa 52 - Kırmızı Kedi Yayınları 11. BaskıKitabı okudu
Yağmur dindi Ömür hanım. Gökyüzü masmavi gülümsedi yine. Doğa aynı oyununu oynuyor bizimle. Umudun ucunu gösteriyor usulca, iyimserliğin ışığını süzüyor mavi atlasından. Ne aldanış! Bulutların rengi mavi-beyaz mıdır, kurşuni-külrengi mi yoksa?"
Reklam
Her şeyi birden istemek
tekrar loş yalnızlıkların en dibindeyim sararmış yaprakların usulca savrulduğu köprüler yıkıldı artık kendimleyim parmak uçlarında ölümün soğukluğu
Sayfa 65 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Fakat yaşamının sonlarına doğru bir akşamüzeri, "Düşünürler artık bana birşey söylemiyor" demişti. Kütüphanenin önünden usulca, ayakları yerden kesilir gibi uzaklaşmış; soğuğa aldırış etmeden pencereyi açıp başını dışarı çıkardıktan sonra yukarı, gökte birbirini kovalıyormuşcasına hızla hareket eden gri bulutlara dikmişti gözlerini. "Kim yargılayacak bizi?" diye bağırdığını anımsıyorum.
"Koca ömür geçiyor, akıp giden günler önce usulca hatıra hanesine yazılıyor, sonra da çaresiz, birer birer unutuluyordu. Ne tuhaf şeydi hayatı saklandığı yer bile unutulacak bir hatıra defteri gibi yaşamak.."
Tanrı bir anlığına yeryüzüne eğilip usulca üfleyerek hafızamızı silseydi ve biz yaşanmış her şeyi unutarak, iki yabancı gibi yeniden karşılaşsaydık ne olurdu? Birbirimize aldırmadan geçer miydik? Yaşadıklarımızı bir daha yaşamak için birbirimize doğru bir daha yürür müydük?
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.