Değirmenimde kendi renklerimi öğütüyorum.
Bilmiyorlar kırmızıya neden küstüğümü ?
Ve yeşille neden kucaklaştığımı ?
Kahveden dalımı kırıp,
Maviden neden kaçtığımı ?
Ve niçin usulca sarının başını okşadığımı ?
Bilmiyorlar...
`Ruhfelsefesi1654~
youtu.be/Kj6QR3EOxlA?si=...
Yarın gece gideceğim bu kentten
Bir ırmağa yolcuyum sular çekiyor beni
Yüreğimden başka taşıyacak yüküm yok
Sayılmazsa göğsümden düşen kuş ölüleri
Sözüm yok işte yüzüm işte akşam
Sesimde anıların sessizliğiİçimde acıyla yürüyorum yolları
Çoktandır yolumu ayırdığım bu kentten
Yorulsam da bir daha binmem o trenlere
Kimse karşılamasın istasyonlarda beni
Kuşsuz bir kent gizli uzayan saçlarımda
Aşktan ve anılardan bir avuç külüm şimdi
Ardımda usulca akan küçücük sular
Bir onlar uğurluyor varacağım ırmağa
Sözüm yok işte yüzüm işte akşam
Sesimde anıların sessizliği
Sonunda bir soru gibi kaldım yine kendimle
Kentin kırık aynasında eksildikçe düşlerim
Söyle benim ömrüm bu kente uğradı mı?
Sahi ben hiç ömrümü kendime yaşadım mı?
"Ama artık gitmek geliyor içimden
Bir sabah masmavi bir bulutun peşinden
Dönüşü olmayan yerlere.."
Bir Gün Mutlaka 💙
Sahil yürüyüşüme eşlik eden şarkı;
youtu.be/72nGwgu3JDg?fea... 🌼
"Gül renginde gün doğarken
Boğazdan gemiler usulca geçerken
Gel çıkalım bu şehirden
Ağaçlar gökyüzü ve toprak uyurken
Dolaşalım kumsallarda
Çılgın kalabalık artık uzaklarda.." 🌾
Bir de kimsenin görmediği bir gülümsemem var. Geceleyin, usulca sokulurum yatağa, elimi hayalet gibi yavaşça yanıma uzatırım. Sadece birkaç saniye sürse de, elimin boşluktaki temassız gezintisi ürkütür beni. Yapayalnız hissederim; zamanın bilgeliği dalar içime, yoğun bir hüzün duyarım. Sonunda parmağımın ucu bedenime hafifçe deyince, aynı yoğunlukta bir ferahlama gelir bu sefer. Gülümserim ama buruktur içim. Bilirim bir gün ya ben olmayacağım bu dünyada, ya o olmayacak yanımda. Ama bugün o gün değil, derim. Bugün o gün değil.