HASRETİNDEN PRANGALAR ESKİTTİM
Seni anlatabilmek seni.
İyi çocuklara, kahramanlara.
Seni anlatabilmek seni,
Namussuza, halden bilmeze,
Kahpe yalana.
Ard-arda kaç zemheri,
Murat Bey’in basılan ilk şiir kitabı Anılar Sokağı.
İçerisinde aşka dair şiirleri olan Murat Bey, yeni ile eski dili harmanlayıp şiirlerinde buluşturmuş. Bazen eskilerden bir kelime ile şiire ahenk katıyor bazen ise sevgiye günümüz bakış açısı ile baktırıyor.
Eserin içerisinde olan şiirlerin hepsi, dörtlüklerden oluşuyor. Her şiirde aşkın ve yalnızlığın başka tasvirini okuyoruz. Örneğin bir yerde diyor ki:
‘’Deniz kenarında otururken düşünürdün
Vaktini harcadığın onca mevsimleri özlerdin’’
Bu alıntıladığım kısım en beğendiğim alıntılarından biri. Yaşarken kıymetini bilmediğimiz onca şeyi, eskiyip bir anı olunca değere bindiririz, ya da artık ulaşılamayacak olduğunda. Harcadığımız zamanı ve o zamanların hislerini özleriz. Bazen bir deniz kenarında, onları yad ederiz. Bu hissi sanırım en güzel açıklayan alıntılardan biri de bu Murat Emir’e ait olandır, bana göre.
Sizler için de bir şiirini aşağıya bırakıyorum. Dilerim ki kalemi daim, okuyucusu bol olur.
Kaldırımlarda yağmur sesleri
Her yerini sardı, şehrin sokaklarıyla
Damla damla akardı, gözyaşı gibi
Sel olurdu, taşardı gözlerden
Senin ayazında üşüyorum
Karanlığım içimi hapsediyor
Senin kanatlarında yükseliyorum
Havanın soğukluğu içimi sarıyor
Gülüşlerine gül yaprağı serdim
Anlardın, sevginin kaynağını
Bakışlarına menekşeleri getirdim
Anlardın, gözlerini ayırmazdın
Anılar SokağıMurat Emir Yıldız · Mergen Yayınları · 20242 okunma
"En çok yaz çocuklarını merak ediyorum. Epey eğleniyorlardır. Ben üşüyorum genelde ve midemdeki ölü kelebeklerin tadı midemi bulandırıyor. Soğukta uçmazlarmış, özür dilerim. "Kelebeklerin mezarlığı" almak istediğim bir unvan ya da olmak istediğim bir kişi değildi. Ben de elbette içimde sonsuz bir yaz bulmak isterdim.
Huzursuzluğum giderek artıyor ve yalnız kalma arzum.
Belki bir yaz çocuğuyla arkadaş olabilirim ve yeni kelebekler gelir. Toplu mezarlık olsa da içim, birkaç kişi kaybolmuş olsa dahi orda bir yerde, hayat biraz daha cezbedici olur.
Belki bir gün değişir.
Ama yine de hissediyorum bir salı günü öleceğim."
Utançla doğrulacak topraktan filizler, büyüdükçe tükürülecek etimize, kemiğimize. Anlayamayacağız; ey, bu toprakta büyüyenler! Sizleri eken bizlerdik, ne oldu da bizi beğenmezsiniz! Bastıracağız tüm öfke ve kinimizle, kendi kanımıza, kendi toprağımızda büyüyenlere. Ve düşüneceğiz kıt akıllarımızla, direneceğiz silahlar ve bombalarla;