2 severlere ithafen.. :D
"Peki ama, 2 almak niye?" "Eh, dedim, "daha o 2'ler daha şimdiden hem öğretmenlerimi, hem annemle babamı, hem müdürü notlar hakkında düşündürmeye başladı bile, değil mi? Bu meseleye daha da kafa yoracaklarını umuyorum. Sınavlarda da. Çünkü bir tür... bir tür planım var."
Sayfa 80 - Günışığı Kitaplığı
430 syf.
9/10 puan verdi
Serra. Ah Serra. Adım adım büyüyorsun ve bu kitapta da kendini buluyorsun ama öyle güzel buluyorsun ki son sayfalarında da ilk sayfalarında da seni deli gibi kıskandım itiraf ediyorum. Bu kitap Serra’nın İzmir’e gidip kuzeni, arkadaşları ve erkek arkadaşı Cüneyt ile Akdeniz turuna çıkmasıyla başlıyor ve Serra’nın katıldığı yazı yarışmasından
Kendi Ayakları Üstünde
Kendi Ayakları Üstündeİpek Ongun · Artemis Yayınları · 20127.9k okunma
Reklam
dedi tut ellerimi dedi sakın bırakma dedim korkuyor musun dedi çok üşüyorum
Sayfa 28 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Açık denize kötü kötü baktı: "Tuh sana, karı-kocayı ayıran deniz!" dedi ve ıkınarak bıyığını ısırdı. Bir köşeye büzülmüştüm, üşüyordum, ikinci bir adaçayı ısmarladım. Uykum vardı. Uyku, yorgunluk ve sabahın verdiği üzüntüyle savaşıyordum. Bakıyor, bakıyordum. Çok koyu, deniz, yağmur ve hasretten oluşmuş bir yansıma kalbimi sarıyordu.
Sayfa 14 - Can YayınlarıKitabı okudu
sesimi duymasa da yokluğumu duyacaktır birazdan, dedim kendi kendime. Sonra, pencerenin dibindeki koltuğa gömülüp eski yılları düşünmeye başladım. Bugünlerde, onları düşünmekten, düşünürken de üzülmekten başka hiçbir şey yapamıyorum zaten. Üzüldüğümde de, acayip şekilde telaşlanıyorum tabii. Öyle ki, parmaklarım bile birbirine karışıyor. Ardından da, her şeyi yitiriyorum evin içinde ve tutup her şey diye, kirli mendiller, mürekkebi bitmiş kalemler, kitaplar ve tokat yemiş kız portreleri yaptığım yıllardan kalan irili ufaklı fırçalar buluyorum. Kanlı fırçalar. Bir de, çekmeceler dolusu Gülnida hüznü (hepsi doğurgan), çarşaflar boyu Gülnida kahrı (gizli ve kemirgen), sonra odalar dolusu pişmanlıklar (onlar da, minik isyanları bile kışkırtamayacak kadar ince ve kemiksiz) buluyorum.
"Söylesene Fritz," dedi, "çocukları yarın eğlenceye göndermeyecek misin gerçekten de? Çok üzülecekler, özellikle de küçük. Yaptığı o kadar da kötü bir şey değildi. Niçin bu kadar sert bir ceza veriyorsun? Küçük kızına acımıyor musun hiç?" Kocası yüzüne baktı. Sonra rahatça oturdu. Konuyu ayrıntılı olarak ele almaya istekli
Sayfa 45 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 891 ile 900 arasındakiler gösteriliyor.