"Ruhun acıyor," dedi Margaret. "Kalbim acıyor, bedenim parçalanıyor, yetmiyor daha çok acı çekiyorum. Bu zehir... Damarlarım da dolaşmaya, durmadan bütün bedenime pompalanan kanıma karışarak akmaya devam ettikçe bütün bedenim titriyor. Her gece kabuslar boğazıma yapışıyor. Karanlık benliğimi acımasızca ezip geçiyor, her yanım şiddetle sancıyor." Dilhun bir sesle ekledi. "Kalbim acıyor, o kadar çok kırık var ki bedenimde, artık ne tarafa dönersem döneyim yine de göğüs kafesime saplanıyor. Ama öyle bir kırık değil benimkisi. Söyle hangi şifacı merhem hazırlar gönül kırıklarına? Üşüyorum. Hemde çok üşüyorum. Öyle ki bazı zamanlar titremekten güçsüz kalıyorum. Ama en çokta sensizlik. En çokta o canımı yakıyor. İşte o, bütün dirayetimi bir kadeh şarap gibi içiyor. idam sehpasında, İsa'nın Yaratıcı'sına ki gibi bir teslimiyetle çığlıklarımı boğazıma dikiyor."
Gitme.. lütfen..
Birgün ışıksız rüzgarsız bi sessizlikle geldi. Gideceğim dedi. Burada üşüyorum. Dünya ağır. İnsan korkunç.
Reklam
Soğuk kalpler üşüyorum dedi bir kat daha sevildi
"Bir gün ışıksız, rüzgarsız bir sessizlikle geldi. Gideceğim dedi. Burada üşüyorum. Dünya ağır. İnsan korkunç.."
Dedi tut ellerimi, dedi sakın bırakma, dedim korkuyor musun dedi çok üşüyorum.
Attila İlhan
Attila İlhan
Gideceğim dedi. Burada üşüyorum. Dünya ağır. İnsan korkunç. İnanacak gücüm kalmadı. Herşeye bulantıyla bakıyorum. Güzellik yıkıcı. Hiçbir inceliğe inanmıyorum. Bir sonsuz kum içinde bir yıldız rüyasıyım. Seni sevecektim. Söyleyemedim. Gidince mi? Yalnızlık benden önce gidecek, biliyorum. Belki filizlenen bir taş… Bir yerlerde. Hepsi bu…
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
Reklam
Gideceğim, dedi. Burada üşüyorum. Dünya ağır. İnsan korkunç. İnanacak gücüm kalmadı. Her şeye bulantıyla bakıyorum. Güzellik yıkıcı. Hiçbir inceliğe inanmıyorum. ~
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
Arda’nın günlüğü, 13 Eylül 2023. 10 gün önce. Kumsalın iri kıyım kayalıklarında oturuyorum. Uzaktan belli belirsiz bazı şarkılar duyuluyor. Boşalmış şişelerin demlediği sarhoşlar çoktan gitmiş. Dumana dönüşen sigaraların yaşanmışlık dolu izmaritleri yerlerde. Bazı insanlar önümden geçip işlerine giderken ayak sürüyor. Rüzgar sabahın bu
sözcükler, karşısındakini incitirim kaygısıyla titreyerek çıkardı ağzından. zülüfleri dudaklarının üstünde ikinci bir sözdü. sesindeki her duyguya, yüzündeki her anlama inanırdım. şiir okurdu, şarkı söylerdi. çiçekli gamzeleri vardı. öyle güzeldi ki, kimse kederini göremezdi. bir baba acısı fısıldardı arada bir. uzak bir çocuğa tutunurdu. hepimizi bu acıyla severdi. sonra hemen yeşeren otların fotoğrafını çekerdi. bir gün ışıksız, rüzgârsız bir sessizlikle geldi. gideceğim, dedi. burada üşüyorum. dünya ağır, insan korkunç.
301 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.