Kendisinin bilincinde olmayı bile zaman kaybı olarak görüyor. Hislerinin yelpazesi dar; ruh hallerine kendini kaptırmayı utanç verici buluyor. Bu yüzden varlığının çoğunu gizli tutuyor, başkalarının ve özellikle kendisinin ne düşüneceğini bilmekten korktuğundan.
"En cesur ruhlu insanı köle yapacak tek bir şey vardır, o da anne ya da babasının yaptığı utanç verici bir şeyin sırrına haiz olmaktır."
Reklam
Akşama dek utanç içinde, vicdan azabıyla kıvranarak çalışıyor. Çocuğunu bıraktığı için, geç kaldığı için, çocuğu ağladığı için, işe ağlayarak geldiği için. Kadın yürüyen bir azap. Nefes alan bir ıstırap.
Ve Kudüs şehri. Artık yer şehri, toprak şehri. Bakır yaprakların, çelik gövdelerin, acımasız yüreklerin Demir köklerin, tunçtan ve uranyumdan dalların Kurşundan çiçeklerin şehri Gülle kusuyor ana rahmi Bomba parçalıyor beynini bebeğin Tanklar saldırıyor evlere bir anda ev yok tank var Uçak var gök var utanç var Ve kime karşı bütün bunlar Masum insanlara karşı Binlerce yıl oturdukları yurtta kalmak isteyenlere karşı Ve kim tarafından bütün bunlar Roma'nın, Babil'in, Asur'un ve Firavunların Ve nice milletlerin zulmünü görenler tarafından Zalime olan öcünü mazlumdan almak Zalim olmak ve en zalim olmak
... Bu gibi çalışanların, masalarını topladıklarında -ki o gün er geç gelir- yanlarında götürecekleri tek hatıra, iktidar koltuğuyla çöp yığınını, zafer anıyla onur kırıcı yenilgiyi, şeref madalyasıyla utanç damgasını, sıcak bir karşılamayla soğuk bir görmezden gelmeyi ayıran çizginin ne denli ince ve kırılgan olduğu bilgisidir. Aslında, götürecekleri başka bir şey daha vardır yanlarında; öğrendikleri iki önemli ders. Birinci ders: Her günün değeri, ondan aldığın tatmin kadardır, bir nebze bile fazla değil. Gerçekten umut bağlaman ve gerçekleştirmeye çalışman gereken şey daha iyi bir yarın değil, farklı bir bugündür. (...) İkinci ders: Ne yaparsan yap, seçeneklerin olmasını ihmal etme. Sadakat yemini ''uzun vade''den endişe eden bahtsızlara göredir. Kendini bir işe gerektiğinden fazla adama. Bağlılıkların yüzeysel ve gevşek olsun ki ayrıldığında iz ve yara bırakmasın. (...)
Sayfa 118Kitabı okudu
"Suçların altında genellikle utanç verici şeyler yatar."
Reklam
Abraham Lincoln tarafından oğlunun öğretmenine yazılmış bir mektup
Eğer yapabilirsen,ona kitapların mucizelerini öğret.Fakat ona sessiz zamanlar da tanı. Gökyüzündeki kuşların,güneşin altındaki arıların ve yemyeşil yamaçtaki çiçeklerin ebedi gizemini düşünebileceği. Okulda hata yapmanın,hile yapmaktan çok daha onurlu olduğunu öğret ona. Ona kendi fikirlerine inanmasını öğret. Herkes ona yanlış olduğunu söylediğinde dahi. Tüm insanları dinlemesini öğret ona. Fakat tüm söylediklerini gerçeğin eleğinden geçirmesini ve sadece iyi olanları almasını da öğret. Eğer yapabilirsen, üzüldüğünde bile nasıl gülümseyeceğini öğret ona. Gözyaşlarında hiçbir utanç olmadığını öğret. Ona kuvvetini ve beynini en yüksek fiyatı verene satmasını, fakat hiçbir zaman kalbi ve ruhuna fiyat etiketi koymamasını öğret. Uğultulu bir insan kalabalığına kulaklarını tıkamasını öğret ona.Ve eğer kendisinin haklı olduğuna inanıyorsa,dimdik dikilip savaşmasını öğret.”
Sayfa 26
İnsanlık, kendini öldüren tarafından ihanete uğramıştır. Ancak sadece zamanın lehine işleyen zamanla zekâsının katili ve kurbanı olan insan, intihar etmeyi utanç verici bulmuştur. Ölümsüzlüğün, hayatta kalmaktan geçtiğini öğrendiği için varlığında yaranamaz delikler açarak kendine tecavüz etmeyi öğrenmiştir. Böylece insanlığın unutamayacağı ve tanık olabileceği en korkunç gösteri başlamıştır. Kendisi hamile kendisini hamile bırakan insan kendisini doğurmuş ve bir tecavüz bebeği olarak atasının bıraktığı yerden ihaneti devralmıştır.
Komutanı bekleyen beş tehlikeli hatası olabilir: Ölümüne savaşırsa düşman tarafından yok edilebilir, korkaklık tutsak olmak demektir, paniğe kapılıp kaçmak aşağılanmak demektir, çok mağrur olur kendine güvenirse sonunda utanç duyacak bir duruma düşebilir, adamlarına fazla düşkün olursa zor durumda kalabilir. İşte bu beş tehlike komutanın hatasıdır, savaşta felaket demektir.
Gözlerine bant çekiliyor zavallı çocukların, kızların, kadınların. Hüzün en çok gözlerden okunuyor. Gazetelerde hep gözler gizleniyor. Acı en çok gözlere siniyor. Utanç en iyi gözlerden okunuyor. Gözler hayatı tefsir ediyor. Hayat gözlerden kendini ele veriyor.
Reklam
Hayatla felek sıkı dosttur, birlik olup sizi düşman bellerler. Ama ben böyle netameli şeylere üzülmekten vazgeçeli çok olmuştu. Hayallerimin yasını tutmayı bırakalı, eskiden nasıl biri olduğumu unutalı da... Yıllar evvelki halimle karşılaşsak, muhtemelen birbirimizi tanımazdık. Ya da o, benim gibi birine dönüşmüş olmaktan utanç duyardı; ben de tek kaşımı kaldırıp onu küçümserdim. Küçümsemek, sanıldığı gibi kibirle ilgili değildir; o da kadim bir ayakta kalma yöntemidir.
Utanç sadece korkunun bir başka şekli.
İnsan denen varlık o kadar kolay bir şekilde, bir çırpıda değişebilir ve utanç verici,hayır,gülüş derecede korkunç bir değişim geçirirdi.
Gittikçe soğuduğumu farkediyorum ve bu bana hiç de sevinç vermiyor. Çünkü özün soğuması çok tehlikeli, başkalarıyla ilişkiyi yalıma veriyor, unu­tulan ben başkayı yakarak yeniden doğacakmış gibi... tersine devinim devinim Phoenix. Utanç, utanç adına kızaran.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.