Afganistan Kabil doğumlu Amerika'da ikamet eden Khaled Hosseini'nin acemilik romanıdır uçurtma avcısı . Acemilik dediğime bakmayın sayısız ödül almış Bestseller olmuş bir kitaptan bahsediyorum. Ayrıca 2003 de yazılan bu kitap bir Afgan tarafından yazılan ilk ingilizce romandır.
Kitap adini Afganistan'da her yıl düzenlenen uçurtma şenliğinden alır. Bu adla filmi de vardır bu romanın. Kitabı okuduktan sonra Afganistan daki Hazaralilar hakkında araştırma yazısı yazmayı planlıyorum blogumda.
Sovyet işgali , tecavüz, utanç...Emir ve Hasan aynı evde büyümelerine rağmen arada uçurum vardır. Hasan evin beslemesi Emir bir ağa çocuğudur. Hasan'ın uğradığı tecavüz sonrası ona yardım etmeyen emir yıllarca bunun vicdan azabını çekerek yaşar. Sovyet işgali nde Amerika'ya giden Emir yıllar sonra bir telefon gelir ve Hasan'a borcunu odemek üzere Afganistana döner . Hasan'ın ölümü üzerine Hasannin oğlunu Amerika'ya yanına alır vicdanını rahatlatmaya çalışır. Daha fazla detay kitaptan alacağınız lezzeti kaçırabileceginden kısa keseyim. Uzun zamandır bu kadar etkilendigim bir kitap olmamıştı. Erkek erkeğe ilişkilerin varoşlarda daha yaygın olması ayrıca bir araştırma konusu diye de düşünüyorum. Kitabın sayfa sayısının çokluğu sizi yanıltmasın bir oturuşta okunup bitecek cinsten.
Keyifli okumalar dilerim..
Bazı kitaplar vardır gerçekten hakkında çok konuşmaya gerek yoktur. “Al, oku” deyip geçeceksin, o depremi okuyunca okuyanın kendisi yaşayacak ama ben kendime not düşmek ve kitabı birilerinin radarına düşürmek için yine de yazacağım. Bitirdiğim günden beri inceleme yazmak için yanıp tutuşuyordum. Nihayet kendi çapımda yaptığım araştırmayı bitirip
Sinema-edebiyat ilişkilerindeki başarılı yapımları, tavsiye film listesi haline getirmek için öncelikle
Edebiyat Atlası ‘ndan bir alıntıyı daha önce paylaşmıştım.(#46533729)
Romanlardan sinemaya aktarılan filmlerde eserin aslına ne kadar sadık kalındığı yoruma açık olmakla birlikte
24 saati 71 sayfaya sığdıran Stefan Zweig...
Bir yaşamın gerisinde kalan çöküşleri kaç satırda okudum bilmiyorum. Stefan neden hep insanların hayat boyu hissedeceği duyguları ince ince işliyor? Gelin bir de kendinizi bu kitaplarda aramayın.
Yine zavallı insanlar, yine hissiz insanlar ve yine nankör varlık olan insan topluluğu. Bütün duyguları