Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bozkurtların Ölümü'nde Zaman-Roman ile Tarihî Olayların İlişkisi: Olaylar 621'de başlar, 639'da son bulur. "Romanın Hikâyesi"nde Atsız, tarihe sadık kalacağını belirtmiştir. Gerçekten de romandaki ana olaylar, tarihte geçen olaylarla örtüşmektedir. Bunu göstermek için 621-639 yılları arasındaki Kök Türk tarihini özet
"İnsanlar parfüm markalarını tartışa dursun hangisi daha iyi diye. Rabbim bana öyle güzel bir kokuyu tattırdı ki evlât adı altında.... Gerisi sadece dünyevi hikâye.."
Reklam
Üvey arkadaş
Bu gece alkolle sabahla; ona de ki: Ben kanıma kırmızı rengi veren kişiyi kaybettim.
Sayfa 25 - SEL YayıncılıkKitabı okudu
Üvey annem pencereye hep bir saksı koyardı.Çiçek bazen beyaz olurdu,bazen kırmızı.O gece hiç saksı yoktu. Üvey annem şenliğe gitmişti herhalde.Üvey annem ondört yaşındaydı.
Ölüm cezasının kaldırılması hakkındaki bu önemli teklif Tuileries'den Vincennes'a düşen dört bakan için değil, ama anayolların önünüze çıkan ilk hırsızı için, sokakta yanınızdan geçerken bakmaya tenezzül bile etmediğiniz, isimlerini ağzınıza bile almadığınız, tozlu dirseklerinin ceketlerinize değmesinden kaçındığınız, çocukluğunda çamurlu kavşaklarda çıplak ayaklarıyla koşan, kışın rıhtımlarda titreşen, akşam yemeği yediğiniz M. Véfour'un mutfağının havalandırma deliklerinde ısınan, çöplükten çıkardığı bir ekmek kabuğunu yemeden önce kurutan, bir metelik bulmak için bütün gün bir çiviyle çamur birikintilerini karıştıran, kralın şenliklerini ve onun gibi ücretsiz olan Grève'deki infazları izlemekten başka bir eğlencesi olmayan, açlıkla hırsızlığa, hırsızlıkla ölüm cezasına sürüklenen, üvey analık eden bir toplumun öksüz çocuğu olarak on iki yaşında cezaevine giren, on sekiz yaşında küreğe, kırkında giyotine mahkûm edilen, iyi yürekli, ahlaklı, yararlı olmaları için bir okulun ve bir atölyenin yeteceği, ama sizin tıpkı gereksiz bir yükmüş gibi kâh Toulon'un kırmızı karınca yuvasına, kâh Clamart'ın ıssız zindanına gönderdiğiniz, özgürlüklerinden sonra hayatlarını da ellerinden aldığınız o sefillerden biri için getirilseydi, o zaman bu oturumunuz yüce, kutsal, soylu, saygıdeğer olarak anılacaktı.
Sayfa 12 - ÖnsözKitabı okudu
Necip Fazıl’ın yüzsüz bir yanı vardı. Başkalarının evinde kendi evindeymiş gibi davranırdı. Üvey babam Falih Rıfkı Atay, günün birinde bir de bakacağım ki, bu herif benim pijamalarımı giymiş, yatağımda yatıyor demişti. Nitekim, buna benzer bir durum oldu: Bir Cumartesi öğleyin yatılı okuldan dönünce, Necip Fazıl’ı yatağıma uzanmış buldum. Benim kırmızı sabahlığımı giymişti. Kıllı bacakları ortadaydı. Necip Fazıl ile hiç de terbiyeli bir kız çocuğu gibi davranmadığım için, ulan, bu ne hal? dedim. Kılı kıpırdamadan, pişkin pişkin açıkladı: Tepebaşı Şehir Tiyatrosu’nda, çok beğenilen bir oyunu oynanıyormuş. Temsilden sonra, onu alkışlamak için sahneye çağırıyorlarmış. Paçaları çamurlu ütüsüz bir pantolonla seyircilere gösteremezmiş kendini. Onun için, fırçalanmak ve ütülenmek üzere, pantolonu çıkartıp bizim Rum hizmetçiye vermiş. Bu ve buna benzer başka davranışları yüzsüzlüktü elbette. Ne var ki, Necip Fazıl’ı çok sevimli ve eğlendirici bulduğumuzdan, onun bu şımarıklıklarını hep hoşgörürdük.
Reklam
Şamil'in oğlu Cemaleddin esir alınıp St. Petersburg'a getirileli on üç yıl olmuştu. Bu on üç yıl içerisinde Şamil, Zümrüdüan­ka gibi Ahulgo'nun küllerinden yeniden doğmuş ve Kafkasya'ya hakim olmuştu. Rus askerleri, akın akın bu dev gibi adama sal­dırmış ancak geri çekilmek zorunda kalmıştı. Bu on üç yılda, esir olarak St.
Şamil, saldırmayı bildiği gibi geri çekilmeyi de biliyor ve kendine güvenini kaybetmiyordu. Geri çekilme emri vermesi, aşiretlerin gözündeki itibarına gölge düşürmüyordu. Savaşta böyle iniş­li çıkışlı durumlar olurdu. Rusların safına geçip sonra yeniden Şamil'e katılan aşiret mensuplarına, dönek gözüyle bakılmazdı. Böyle birçok durumda
Ruslar, ona Kızıl Şeytan diyordu. Kırmızı renkli bir çerkeska giyerdi. Sakalları kızıldı. Bütün efsanesini cüret ve kan­la yazmıştı. Atına nalı ters çakıp izini kaybettirmeyi başaran ilk kişi Hacı Murat'tı. Düzenlediği bir dizi baskında parlak zaferler kazandı. Cengutay'daki garnizonu gafil avlayıp, her taraf asker kaynamasına rağmen kimsenin ruhu duymadan eski düşmanı Ahmet Han'ın dul eşini kaçıran da oydu. Ancak bazen durması gereken yeri bilmediği de olurdu. Ahmet Han'ın eşini cariye­si yaptı. Fakat Hanım, sadece düşmanının eşi değildi. Rusların yanından ayrılıp Müritlerin safına geçen İlisu Sultanı Danyal Bey'in üvey kayınvalidesiydi. Danyal Bey'le aralarının açılma­sını istemeyen Şamil, Hacı Murat'a esirini derhal salıvermesini emretti. Hanım, çok güzel bir kadındı. Hacı Murat, istemeye is­temeye emri yerine getirdi. Bu mesele içinde dert olmuş, nefret tohumları ekmişti.
Merhaba kitapseverler #Keşke#SemaSoykan#engelsizokurlaokuyoruz#okudumbitti#ozlemli_kitaplar#tarih#psikoloji#alıntı "Keşke duyabilseydi pişmanlığımı. Keşke yaşadığım acıyı duyumsayabilseydi, Keşke bilseydi onu ne kadar çok sevdiğimi, Keşke... " Sevmek sevgini yüzüne haykırmak değildir, sevmek ondan karşılık beklemek değildir. Sevmek,
233 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.