Doğal yaşamla kültürel yaşamımız, tarihin hiçbir evresinde olmadığı denli birbiriyle çatışıyor. En doğal, en ilkel yanlarımız değişime direndikçe us adına, kültür adına, uygarlık adına çağdaş yanımız ister istemez bu göçebelikten yerleşikliğe geçiş evresinde doğal olandan vazgeçmeye ve kültürü doğanın, ussal olanı doğal olanın yerine ikame etmeye çalışıyor. Öyle ya, ne denli kültürlü, ne denli şehirli, ne denli uygar ise, o kadar az doğal davranır insan, çünkü eğilmeyi öğrenmiş ve eğitilmiştir. (D.Cündioğlu)