Euripides'in tragedya yarışmalarında iki büyük rakibi Sophokles ve Aiskhylos'u devirip birincilik kazandığı Hippolütos adlı eserini incelemek son derece güç. Nereden başlayacağımı bilemesem de nerede sonlanacağımı kestirebiliyorum. Aklımda kocaman bir soru var; 'Bu kimin hikâyesi?'
Antik Yunan tragedyaları her okurun mutlaka okuması gereken,
Mustafa Kemal, Türkiye’yi “Çağdaş uygarlık düzeyine çıkarmak” amacıyla bir dizi devrim yaptı. Bu devrimleri beş başlık altında toplayabiliriz:
1. Siyasi Devrimler
• Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922)
• Cumhuriyet’in İlanı (29 Ekim 1923)
• Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924)
2. Toplumsal Devrimler
• Kadınlarla erkeklere eşit haklar
Din, ilim, sanat, kültür, uygarlık, eğitim, felsefe vb. konuları ihtiva eder. Tam olarak felsefi mi, dini mi, sosyolojik mi yoksa araştırma-inceleme mi çözemedim. "Karma" olmuş diye bilirim. Ele aldığı konulardan olsa ki kolay anlaşılır ve akıcı olduğu da söylenemez. Okurken yazarın bilgi donanımı ve zekası apaçık belli oluyor. Kültür, uygarlık, eğitim ve ahlak konuları üzerine çok iyi tespitler yapmıştır.
Batılı yazarların eserlerinde din konusu genellikle bir manalı olmadığı için, din bahsi geçerken çelişkiye düşme olasılığı yüksektir.Bu noktada okurlar biraz zahmete düşerek satırlar üzerinde "kafa yorabilirler."
Kiniklerin bu tutumu, onları radikal kültür ve uygarlık düşmanı yapmış
Kiniklerin en önem verdikleri şey özgürlüktür, bağımsızlıktır; gerek iç arzulardan, gerek dış dünyadan bağımsızlık, kendi kendine yetmedir.
Ancak bu özgürlük, bağımsızlık, kayıtsızlık bireyin kendisi dışında var olan bütün kurumlara, geleneksel bütün değerlere önem vermeme şeklinde kendini göstermektedir.
Kinikler buna uygun olarak aileyi, toplumu, devleti, dini, hiçbir öneme ve değere sahip olmayan ve insanın mutlak özgürlük ve bağımsızlığına engel olan şeyler olarak görmektedirler.
Sayfa 181 - Bilgi Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
Soru sormak zekânın işlerliğidir. Eğer soru sormayı durdurursanız, soru sormaya izin vermezseniz o ortamda zekâ işlerlik kazanamaz, kişilik gelişemez.
Fransız Aydınlanmasının önemli isimlerinden olan, yazılarında Voltaire takma adını kullanan François-Marie Arouet “Bir insanı size verdiği cevaplara göre değil, sorduğu sorulara göre