96 syf.
9/10 puan verdi
Gerçek olaylara dayanan kitaplar okumayı sever misiniz? Baştan sona kalbimi yaralayan, dokunaklı bir hayat hikayesi ile karşınızdayım bugün. Hiroşima'ya atılan atom bombasının etkilediği yüz binlerce yaşamdan biri olan Sadako'nun hikayesini okuyoruz kitapta. Atom bombası ile yapılan saldırının nasıl büyük bir insanlık suçu olduğunu buram buram hissediyoruz satırlarda. Kısaca konusundan bahsetmek gerekirse, Hiroşima'ya atom bombası atıldığında iki yaşında olan Sadako, mucize eseri hiçbir yara almadan hayatta kalmayı başarır. Fakat savaş ailesinin yaşamını alt üst etmiştir. Yine de evlatlarının sağ olduğuna şükredip hayatlarını yeniden inşa ederler. Ama hayat bu aileye bir darbe daha vurmaya hazırlanmaktadır. Sadako 12 yaşına geldiğinde hastalanır. Yapılan tetkikler sonucu atom bombasının sebep olduğu yüksek radyasyon sonucu lösemi olduğunu öğrenen aile yıkılır. Fakat Sadako hayata tutunmaya ve mücadeleden vazgeçememeye niyetlidir Gözlerim dolu dolu okuduğum pek çok satır oldu. Hacmi küçük olsa da etkisi büyük bir kitaptı Sadako. Tavsiyemdir, okuyun İşte bu kitaptan sizler için seçtiğim birkaç alıntı : "Ölürken insanın canı acıyor muydu? Yoksa, ölüm uykuya dalmak gibi bir şey miydi?" "Yüzlerce beyaz güvercin kafeslerinden salındı. Kuşlar, çarpık ve hasarlı bir yapı olan Atom Bombası Kubbesi'nin çevresinde uçuştular. Sadako'ya göre bu güvercinler, ölen insanların göğe doğru yükselen ruhlarına benziyorlardı."
Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu
Sadako ve Kağıttan Bin Turna KuşuEleanor Coerr · Beyaz Balina Yayınları · 202110.4k okunma
Genç kızın uykusuzluktan yorgun düşen bedeni ilerledi. Bir adım, iki adım, üç adım... Ayağını masanın kenarına çarptı fakat durmadı. Gözleri çok kısık bir şekilde açıkken önünü doğru düzgün göremiyordu bile. Sağ elini uzun, gür ve kahve tonlarındaki saçlarından geçirdi ve kuru dudaklarını yaladı. Hızlanmak istedi, dayanamıyordu artık. Hem uyku ilacı da kendi odasında kalmıştı... Giremezdi artık o eve. Güvenli değildi. Güven... Güven neredeydi? Bu evde yaşıyordu elbet, fakat henüz buralarda değildi. İlerledi. Ta ki, salep ve tarçının birbirine karışmayan eşsiz uyumunun tek bedende buluştuğu sıcak bir gökyüzüne çarpana kadar. Siyah bir gökyüzüne. Ya da koyu gri... Her ne ise, güçlü bir sağanağa ruhunu teslim etmiş ağır bulutların kol gezdiği bir gökyüzüne. İki koku burun deliklerinden içeri göğüs kafesine dolduğu anda sendeledi ve geri tartıldı. Fakat o sıcak, siyah gökyüzü ona kollarını sardı. "Nil?" Çok geçti. Kız uykuya teslim etmişti yorgun bedenini çoktan. Çünkü güven artık buradaydı. Bedeninin yere düşeceğini fark eden adam eğilip onu kollarının arasına aldı ve uzun saçları aşağıya sarkarken sonsuz boşluk içine savruldu. Ve adamı o gece, kahve kokusu ilk kez rahatsız etmedi.
Reklam
“Çünkü sona doğru yaklaştıkça, adım adım başa dönen bir daire çizerek ilerliyorum. Yolu düzleme ve seyahate hazırlama çalışmalarına benziyor bu. Artık kalbim uzun zaman önce uykuya dalmış pek çok hatıranın dokunuşunu taşıyor.” Charles Dickens
''En güzeli yatakta olmak ve uykuya dalabilmek; benim ihtyaçlarım uzun zamandır ancak bu şekilde sona eriyor. Bedenini doğru tükettin mi? diye düşünüyorum. Aklını? Hayatını doğru tükettin mi? Bu konuda düşünmeye başladığın zaman bittin. Saçma laflar,'' dedi prens.
Sayfa 165 - YKYKitabı okudu
352 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
Yaşam Ağacı Katili.. Medya ve polisin bugünle geçmiş arasında mekik dokumasına yol açan olaylar zinciri, Yağmur Dağlı’nın kaçırılmasıyla başladı. Yağmur’un gazeteci abisi Güven Dağlı ve abisinin sevgilisi dizi oyuncusu İpek Deniz’in ünü, bu olayın daha da medyatikleşmesine neden olmuştu. Kaçırılma olayı, 1960’lardaki Yaşam Ağacı Katili’nin adımlarını takip eden bir taklitçiyi işaret ediyordu. Katil; medya, polis ve Güven Dağlı ile kedi- fare oyunu oynuyordu. Polisin, bugün yaşananları çözebilmesi için, geçmişteki olayları analiz edip derinlemesine çözümlemesi gerekiyordu. Bunun için de, geçmiş ve bugün yaşananlar sırayla, bölüm bölüm ve belli dozlarda anlatılmıştı. Katilin geçmişi ve kurbanların hikayesi ile olayların bu noktaya nasıl geldiği, akıcı bir dille sade bir şekilde yazılmıştı. İnsanı oldukça geren gotik bir atmosferde anlatılan olay örgüsü, üzerinde oldukça düşünülüp titizlikle ayrıntılandırılarak, abartıya kaçmadan, başarılı bir şekilde sunulmuştu okura. Kitap, oldukça güzel bir yerde bitirilmişti. Cinayet romanı olduğu için, küçük yaştaki okurları rahatsız edebilecek bir kaç bölümü de vardı sonlara doğru. Genç bir Türk yazardan böyle başarılı bir cinayet romanı okumak çok hoşuma gitti. Yazarın dili, ekileyici cümleleri ve anlatımını oldukça başarılı buldum. Kitabı genel olarak beğenerek okudum ve 16 yaş üstü okurlara tavsiye ediyorum. Herkese keyifli okumalar dilerim. Kitaplarla kalın.
Herkes Uykuya Daldığında-1
Herkes Uykuya Daldığında-1Koray Yersüren · Ephesus Yayınları · 2022158 okunma
Ama yaralanmak gerekir: İnsanların çoğunda miras alınmış bir uyku hastalığı vardır, bu hastalığa (entropiye) yakalanan uyuyamaz, yoksa son uykusuna, ölüme yatmış olur. Bu hastalık sık sık sanatçıya,yazara da gelir: bir kez icat edilmiş ve iki kez mükemmelleştirilmiş biçimin içinde uykuya dalmaktan hoşnut olurlar. Kendini yaralamak, sevilenden ayrılmak,huzurun hoş kokulu defne yapraklarından ayrılmak boş tarlaya gitmek ve orada yeniden başlamak gücünü bulamazlar. Doğru kendini yaralamak, zordur, hatta tehlikelidir ama canlı bir insan için bugünü dün gibi yaşamak ve dünü bugün gibi yaşamak çok daha zordur.
Sayfa 286Kitabı okudu
Reklam
“Bilinçaltının kinetik hareketi, belirli bir yöne doğru yol almaya başladıktan sonra uyku sırasında da dolaşmaya devam eder. Bu nedenle uykuya dalmadan önce bilinçaltına üzerinde çalışacağı yararlı bir şey sunmak çok önemlidir.” .......... ......Size Özellikle uyum adan önce, rahatsızlıklarınız hakkında konuşmamanızı ve bunlara isim vermemenizi şiddetle tavsiye ediyorum. Güç aldıkları tek şey, sizin ilginiz ve korkularınızdır.
İyilik İyidir - Garib Çoban
İyilik İyidir - Garib Çoban Bana bazen, Ashab-ı Kehf gibi bir kuytuda uykuya dalsam, her şey geçecekmiş gibi gelir. Sanıyorum bu kıssada da insanlar için misaller var. Değiştirmeyeceğin kötülüklerden sakın ve inzivana sığın. Allah senden yanadır. Zamanın en büyük sıkıntılarından biri de, kalp yorgunluğu. Sabahtan akşama taş kırmıyoruz, lakin
“Ve insan tüm erdemlere sahip olsa bile bir şeyi çok iyi bilmeli: erdemleri bile zamanı gelince uykuya göndermeli.”
Sayfa 22 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.