Bir resim bir ressamı aldatır bir yerlerde Bir eşya bir hamalı Ben hâlâ öğütülen anılarıma değil Değirmene inanırım Bu derin aldanış kimden kalmadır Bu uzaklık, bu diba Söyle bana hindiba
Gittiği en büyük uzaklık evinden işi olanlara, ne aşk, ne özgürlük, ne barış anlatılabilirdi.
Reklam
Uzun bir süre kimseyle konuşmadım; içime döndüm. Dünya ile arama uzaklık koydum. Dünya güzeldi, içim de güzel olsun istedim.
Bir kat daha güzelleştirmişiz delikanlı günlerimizi Varsın ayrılık bu defa uzunca sürsün biraz, Hasret tatlı tatlı sancısın yüreklerimizde. Ben burada gözlerinin ışığından, Yüreğinin sıcaklığından ayrı düşmüş olsam da, Sen şehrinde bir başına kalsan da İkimiz de insanlığın bu büyük uğraşında oldukça, Ne dağlar, denizlerle örülü uzaklık, Ne birlikte yaşayamadığımız günlerin kahrolası boşluğu
— ÜÇÜNCÜ SELİM VE AHVÂL FERMANLARI.. (I)
Hıyanet, nefsaniyet, nizamsızlık, başıboşluk, içtimaî alakasızlık, ruhî ve ahlâkî sukût... Tek kelimeyle İslâm'a uzaklık... Padişahın bozgundan evvel ve sonra çıkardığı, biri acı acı ümit, öbürü de acıların acısı hicran ve hüsran kokan iki fermanı vardır ki, Moskof yumruğu altında Türk’ün ne hâle geldiğini göstermekte bu fermanlar birer
1997
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.