İskender Pala'nın son çıkan kitabı. Adından da anlaşılacağı üzere bir "AŞK HİKAYESİ". Ama baştan söylemeliyim ki hikayemiz 270 sayfaaa. Evet bi açıklama bekliyoruz İskender Pala. Ya da İskender Pala mı diyim yoksa sen mi gerçek ismini açıkl... Tamam şakamızı da yaptık. Gelelim essahlı anlatım kısmına.
Kitabın konusunu okuduğunuz da zaten gel de okuma diyorsunuz içinizden. Duygu olarak yoğun hasret, özlem, tutku, bağlılık, sadakat ve tabikiii evet bildiniz AŞKKKKK içerir arkadaşlar.
AŞKKK. Bu kısımda ciddi olacaktım ama napalım.
Spoiler vermeden biraz daha derine inersem; Yıllar yıllar süren birbirine kavuşamama hikâyesinin bir kaç kişiyle farklı türden bir uzaklık, kavuşamama hikâyesi. Seneler boyunca hasret olduğuna uzak, seneler boyunca yanı başında aynı çatı altında yaşadığına uzak. Bir de bunların arasında kurban olanlar.
Ben sevdim. Tek eleştirim daha gönüle donunan aşk felsefeli cümleler olabilirdi. He vardı bu arada asla yalın tek düze bir aşk hikayesi anlatılmıyor. Yahut bir 100 sayfa az olsaydı kitap daha dolu dolu gelirdi gözüme.
Tavsiye edilir efenim.
Spoiler: Olan en çok Bahçı' ya oldu bu arada. Bu adam bunları haketmedi behh. Bir de İshak'ın "en çok ben seviyorum" ayakları yok mu? Ya sabır. Bir gusül alsa aslında bunlar olmayacak haa
Aşk Hikayesiİskender Pala · Kapı Yayınları · 20231,545 okunma
Uçuşlar, çarpışmalar öbeklenmiş sende hep.
Şarkı kuşları senden havalanıyar bir bir.
Uzaklık gibi yuttun her şeyi. Deniz gibi ve zaman gibi. Sende her şey gömüldü gitti.
"Bu kitap zihinsel hastalığı olan ve kendinde yardım alacak gücü bulanlara adanmıştır."
psikiyatrist yazar Gary Small hastaların anılarını koruma konusunda yardımcı olurken, birçoğunun da unutmak istediği anıları olduğunu ve bu anıların ardında çözümlenmemiş psikolojik sorunlar, kişinin gerçeklikten kaçmasına neden olan aşılamamış
Çocukların uçurtmalarına benziyorsun
Biliyor musun...
Rüzgârı hiç dinmeyen bir mavilikte
Güneşli sular gibi gülümsüyor yüzün.
Ve ben çok aşağılarda
Katı ülkesinde toprağın
Tutulmuş heyecanına
Titreyerek izliyorum süzülüşünü...
Bir hazin hızla uzaklaşıyor her şey.
Hiçbir uzaklık sana güç gelmez,
Uçarak gelirsin ve tutkulu,
Nihayet ışığa susamışsın
Sen kelebek, yanıp kül olmuşsun.
Ve bunu yapmadığın sürece,
Bu: Öl ve ol!
Sen yalnızca zavallı bir misafirsin
Karanlık yeryüzünde.
Yakınlık ve uzaklık neydi. Sinir hücrelerine ve kalbine kazınan her şey yakındır. Kötü bir iz bırakmışsa yakındır ama sen onu uzakta tutmak istersin.
Allah bize tüm isimleriyle kendini gösterirken nasıl uzak diyebiliriz.
En yakın yabancı sendin,
Daha sürülmemişken ışığın biberi
yaramıza,
Yaslanırken boşlukta duran bir merdivene
henüz.
Güzdü sonsuz bir çöle takılan bakışımız,
ilkyaz derken —kışı gözden kaçıran
yüzlerce eller yukarı, saygı duruşlarımız
en güçsüz kollarla—
çözüldü aşkın zarif ilmeği
bulandı aynalar duruluğu.
Çok gizli bir doğru gecenin toyluğunda
bilmedik çekenin yanlış bir uzaklık
olduğunu...
Yabancıların en yakınıydın sen!
Bir koku dükkanının bulunduğu bir sokağa girdiğimizde, kokuyu takip ederek dükkana doğru gidebiliriz. Dükkana girdikten sonra ise artık koku almamaya başlarız. Çünkü yakınlık, bir bütün olarak kavramak için ihtiyacımız olan mesafeyi elimizden almıştır
Yönetici diye geçinenler, bu dünyanın zebanileriydi ve akla hayale sığmaz kanunlarla günahkar kulları yalnızca kadınları seçerek işkence çektiriyorlardı. "Anne" dedi hıçkırıkları arasında.
"Söyle yavrum"
"Öbür dünyada cehennem diye bir şey yok."
"Neden yok ?"
"Çünkü cehennem tam olarak bu dünyanın ta kendisi ! " diye cevapladı.
İstediğiniz kadar uzağa gidin,kendinizden kaçmadığınız sürece uzaklık bir adım bile sayılmaz.
Lübnan'da çocuk olmak ne demekti
Bunu en iyi Efraz biliyordu
Annesi,babası,kardeşi,abisi ve hatta tüm ailesi Türkiye'ye kaçmak için sınıra geldiğinde, başlarına geleceklerden habersizdi Ya Efraz 12 yaşında yüreğine yüklenen her tür acıyla yüzleşirken yüreği feraha erecekmiydi acaba
Bu kitabı okurken yüreğinizde bir şeylerin koptuğunu hissedecek ve o acıları Efraz'la birlikte yaşayacaksınız ama o acıları yaşarken bu dünyada iyi insanların da olduğunu görecek yüreğiniz bir nebzede olsa feraha erecek.
Banu gibi,Behzat gibi,Beliz gibi insanlar hep var olsun
Evet sahi Lübnan'da çocuk olmak nasıl bir duyguydu acaba
Kitaplarla ve sevgiyle kalın
KefenŞehnaz Haşimoğlu · Dokuz Yayınları · 2020643 okunma